Futbolun ahlakla imtihanı
“Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlâklısını severim.”
Mustafa Kemal Atatürk
Futbol artık bir spor değil, bir piyasa. Yeşil sahalar rekabetin değil, rantın yeşil çimle kamufle edildiği borsalar hâline geldi. Eskiden futbol, sokak aralarındaki çocukların yıpranmış bir topu paylaşmasıydı. Şimdi ekran başındaki milyonların “oran” paylaşımı oldu.
Oyunun ruhu, paranın hazzına yenildi.
Bugün futbolun dört sacayağı var; oyuncular, yöneticiler, hakemler ve biz zavallı taraftarlar.
Her biri bu büyük oyunun bir parçası, ama aynı zamanda birer kurbanı.
Oyuncular profesyonellik adı altında artık aidiyet hissetmiyor. Forma, alın teri değil; mukavele süresiyle ölçülüyor.
Dün tribünlere “sevdamız” dedikleri arma, bugün menajerlerinin Excel tablolarında “gelir kalemi” olarak görünüyor.
Yöneticiler desen, kulüp kültüründen çok, şirket mantığıyla hareket ediyor. “Altyapı” değil, “yatırım”; “taraftar” değil, “müşteri” diyorlar.
Futbolcu satmak, kupa kazanmaktan daha önemli........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein