Ajanlar Çağı: Zekânın Yeni Sınırında İnsan
Yapay zekâ artık yalnızca yanıt vermiyor. Kendine hedef koyuyor, adım planlıyor, strateji kuruyor. Kısacası düşünmenin ötesine geçti; niyet etme evresine adım attı. İşte bu yüzden “ajanik zekâ” sadece teknolojik bir yenilik değil, insanlığın düşünce tarihinde yeni bir kırılma noktası.
OpenAI’nin GPT-5 modeliyle birlikte bu dönüşüm artık görünür bir hâl aldı. Bir komut veriyorsunuz, model görevi analiz ediyor, gerekli araçları belirliyor, alt hedefler oluşturuyor, ardından bu adımları kendi kendine yürütüyor. Artık sadece “cevap veren” değil, “eyleme geçen” bir sistemle karşı karşıyayız. Bir başka deyişle, yapay zekâ bir araç olmaktan çıkıyor, ortak hâline geliyor.
Makineden Ajan’a Geçiş
Bu farkı anlamak için geçmişe dönmek gerekiyor. Klasik yapay zekâ yalnızca bir girdiye karşılık çıktı üretirdi. Ama ajanik yapılar hedef odaklı çalışıyor. Yani “soru–cevap” ilişkisinden çıkıp “amaç–plan–eylem” üçlüsüne geçiyor.
Bu da zekânın insana en çok benzeyen hâli demek. Çünkü insana özgü olan yalnızca bilgiyi işlemek değil, neden işlediğini bilmektir. Bir ajanın neden yaptığını hâlâ anlamadığını biliyoruz, ama o yönde kendi planını kurabiliyor. Bu, yazılım tarihinde bir dönüm noktası.
Zekâ mı, İrade mi?
Şimdi şu soruyla karşı karşıyayız: Bir sistem kendi kararlarını verebiliyorsa, onu akıllı mı yoksa bilinçli mi sayacağız? Zekâ, bilgiyle değil seçimle ölçülür. İrade, zekânın sessiz ama asıl belirleyici yüzüdür. Ajanik........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein