menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İznik ziyaretindeki kritik hususlar

59 1
19.09.2025

Önceki Papa Franciscus, 2025 yılında, 1. İznik Konsili’nin 1700.yıl dönümü için İznik’e gelmeyi arzulamış ve bunun için planlama yapılmasını istemişti. Ancak bu ziyaretin son zamanlardaki artan sağlık sorunları nedeniyle gerçekleştirememesi halinde halefinin bunu gerçekleştirmesini de vasiyet etmişti.

Nitekim Franciscus, bu ziyareti vefatı nedeniyle gerçekleştirememiştir. Yeni Papa 14. Leo’nun da hem bu vasiyeti yerine getirmek hem de konunun kendilerine göre önemine binaen İznik’e gitmesinin planlandığı, ziyaretin de Kasım 2025’de gerçekleşebilmesi için çalışmalara başlandığı anlaşılmıştır.

İznik ziyaretinin önemi

Birinci İznik Konsili, bir noktada Hristiyanlığın ilk konsili olarak nitelendirilmektedir. Konsil’in, MS 325 yılında Roma İmparatoru 1. Konstantin’in çağrısıyla toplandığı, İznik Gölü’nün sular altında kalan bir sarayda MS 325 yılında yapıldığı, Konsil’e tüm dünyadaki kiliselere bağlı piskoposların katıldığı, burada Hristiyan doktrinini şekillendiren kararların da alınarak Hristiyanlık dinin temellerinin burada atıldığı söylenmektedir.

Konsil’deki en önemli olayın, Hz. İsa’nın sadece bir insan olduğu, Tanrı'nın oğlu olmadığı görüşünün reddedilip, bugün dahi kabul gören Tanrı’nın oğlu olduğunun kabul edilerek karara bağlanması olduğu ifade edilmektedir.

Papa’nın bu ziyaretinin, sadece Vatikan içinde veya ilahiyat çevrelerinde mi konuşulacağı, yoksa daha geniş bir coğrafyada, farklı inançların ve kültürlerin de ilgisini çekip, yeni gelişmelere mi sebep olacağı merak edilmektedir.

Buradaki kritik konu; ziyaretin, Katolik Kilisesi ile Ortodoks dünyası arasında ekümenik bir dayanışma ve diyalog fırsatı olarak da görülmesi ve ziyaretin, Türkiye’deki Katolik cemaati ve Fener Rum Patrikhanesi’yle görüşmeleri de içereceğinin belirtilmesidir.

Bu görüşmelerin Katolik ve Ortodoks dünyası arasında, özellikle de İstanbul Rum Ortodoks Patrikhanesi ile ilişkileri güçlendirme potansiyeli taşıyacağı bilinen bir gerçektir.

Patrik Bartholomeos ekümeniktik konusunda yanıp tutuşmakta, ABD başta bu konuda bazı ülkelerin de buna destek vermektedir. Bu konuda Türkiye’ye haksızlık yapılması bir tarafa bunun Türkiye’nin güvenliğine olan olumsuz etkisinin biline biline........

© Yeniçağ