Sözü söz edip gitmek…
Üniversite günlerinde, yurda yakın sıralanmış izbe yemek lokantaları vardı.
Demokrat biri olduğuna ikna olduğumuz bir abinin yerine giderdik hep.
Mekânın en arka duvarında çeşitli yazılar yazılıydı.
Koca harflerle en göze çarpan cümle şuydu:
“Yaşamanın amacı, amacı olan bir yaşamdır”
On yıllar geçti üzerinden, cümle aklımdan çıkmamış.
Dün sevgili Ceren’in babası Sırrı Süreyya ile vedalaşırken okuduğu mektupta, “Kandıra Cezaevi’nden gönderdiğin bir mektup yüzünden kızamıyorum. ‘Gidecek yolu olmayan, bir amacı olmayan ama hep yanında olan bir babayı sen istemezdin’ demiştin” dediği yerde yine aklıma geldi bu söz.
Öyle ya, mesele yaşam değil, o herkes için…
Fakat amacı olan bir yaşam, en azından ne ettiğini bilen bir yaşam. Buydu hikmet.
Amacı olan bir yaşamın peşinden koşmak ölçü meselesidir, bir denge meselesidir.
Her yerde, her şeyin içinde. Ama olması gerektiği kadar. Ne eksik ne fazla!
Sanatta, edebiyatta, siyasette. Denge kurmak burada zor.
Fakat bu bir zaman ve sabır işi. Bir zanaat işi.
Şimdi herkesin cebinden bir Sırrı Süreyya karesi çıkıyor, kâğıt işçisinden fırıncısına, doktorundan müzisyenine, öğrencisinden........
© Yeni Yaşam
