Faşizm hamle yapıyor
“Normalleşme” işte böyle oluyor: Yerel seçimlerde yediği yumrukla sersemleyen iktidar koalisyonuna “normalleşme” teklif ederek acil ihtiyacı olan “nefes alıp kendine gelmek” için gereken zamanı hediye eden CHP, şimdi bu muazzam “yaratıcı” hamlesinin sonuçlarıyla yüzleşiyor.
Kararlı bir faşist iktidarlaşma dayatan ve hala ancak fiili dayatma düzeyinden çıkamayan faşist yönelimine bütün gücüyle anayasal bir meşruiyet yaratmaya çabalayan bir iktidara tam da sendelediği bir anda onu daha da sersemletecek bir politik hamle yapmak yerine “normalleşme” teklif ederek kucaklaşırsanız, teklifiniz elbette memnuniyetle kabul edilir, ama sadece sersemliği atlatıncaya kadar.
Çok açık görülüyor ki, iktidar CHP’nin ahmakça teklifini kabul edip zaman kazandı ve hızla kendisini topladıktan sonra “nerede kalmıştık” diyerek faşizmin kurumsallaşması sürecine yüklenerek yeni mevziler kazandı, kazanıyor.
İşte önce “memnuniyetle” karşılanan “yumuşamanın” faşizm koşullarındaki “normal” sonucu da şimdiki gibi oluyor: Yerel seçimlerde halkın oyuyla seçilen muhalefetin yönetimindeki belediyeler, “kaybedilmiş mevziler” olarak görülerek devlet zoruyla gasp ediliyor ve “badem bıyıklı” gaspçılara teslim ediliyor.
Evet, madalyonun diğer yüzünde halka dayatılan ağır yoksulluk koşullarının, kadınlara yönelik saldırıların “rastgele” öldürme seviyesine yükselmesinin, ekolojik yıkıma artan şiddette devam edilmesinin, laikliğin kalan kırıntılarının da tasfiyesi ve her biri büyük sermaye grupları haline dönüşen malum tarikatların siyasal ve toplumsal yaşamda gittikçe daha geniş alanda iktidarlaşmasının, Alevilere yönelik şeytanlaştırıcı yönelimlerin, hukukun gittikçe daha geniş alanda tasfiyesi ve her düzeydeki iktidar görevlililerinin keyfi tutumlarının hukukun yerine geçmesinin, Meclis’in hiçbir ağırlığı olmayan bir tiyatro alanına çevrilerek bütün iktidarın Saray’ın ve ortaklarının elinde toplanmasının…vd. yarattığı muazzam bir öfke var. İktidarın toplumsal ve siyasal meşruiyetinin zayıflaması sürüyor.
Ancak, iktidarın elinde “devlet sopası” var, başını kaldıranın kafasına iniyor.
Devlet şiddeti sürekli alan genişleterek, şiddetini arttırarak ve artık neredeyse aralıksız çalışarak halkı sindirmeye ve faşizmin kurumsallaşması sürecinin önündeki engelleri temizleyerek faşist iktidarlaşmayı toplumsal ve siyasal yaşamın gittikçe daha geniş alanlarına yaymaya çabalıyor.
İşte önce “memnuniyetle” karşılanan “yumuşamanın” faşizm koşullarındaki “normal” sonucu da şimdiki gibi oluyor: Yerel seçimlerde halkın oyuyla seçilen muhalefetin yönetimindeki belediyeler, “kaybedilmiş mevziler” olarak görülerek devlet zoruyla gasp ediliyor ve “badem bıyıklı” gaspçılara teslim ediliyor.
Nasıl oluyor?
Çok kolay; “tak” diye mahkemelere emrediliyor, savcılar ve hakimler “şak” diye görevlerini yaparak seçilmiş başkana bir “suç” uydurup cezayı kesiyorlar; sonra bir “tak” diye bir emir de İçişleri Bakanlığı’na veriliyor, orası da “şak” diye bir “badem bıyıklı” gaspçıyı hapse atılan seçilmiş başkanın yerine atayıveriyor.
Çok kolay; ‘tak’ diye mahkemelere emrediliyor, savcılar ve hakimler ‘şak’ diye seçilmiş başkana bir ‘suç’ uydurup cezayı kesiyor; sonra ‘tak’ diye bir emir de İçişleri Bakanlığı’na veriliyor, orası da ‘şak’ diye bir ‘badem bıyıklı’ gaspçıyı atayıveriyor
Onlar da, malumunuz, gasp ettikleri masaya hiçbir utanma hissetmeden oturup sırıtarak poz veriyorlar. O arsız sırıtmada başka sebeplerin yanısıra bilmem kaç kuşak ailesine yetecek bir zenginliğe kısa yoldan ulaşıvermenin eşiğinde olduğunu bilmenin sinikliğini görmemek imkansız.
Öyle seçimmiş, halk oyuymuş, şuymuş buymuş, geçiniz; önümüze bakalım, daha yapacak çok iş var. “Ha, o arada, çocuklar unutmayın, bir randevu ayarlayın da şu Özel’in yanağından bir makas alayım, sevinsin biraz, ne olur ne olmaz, tedbirimizi alalım biz! Medyadakilere söyleyin de ertesi gün ‘yumuşama sürüyor, seviyeli iktidar-muhalefet ilişkisi’ falan gibi şeyler söylesinler!”
Sıra kimde?
İşte, şimdi sıra aslında herkesin olacağını bildiği ama bir türlü olmayan ya da olamayan İmamoğlu’nun tasfiyesine geldi.
Peki, ya İmamoğlu, o hala nasıl koltuğunda oturabiliyor; onu da hepimiz biliyoruz değil mi; arkası sağlam! Küresel ve yerel sermaye güçleri tetikte duruyorlar. Ama, yine de uyarayım “Öyle çok da fazla güvenmeyin bu güçlere bay İmamoğlu, iktidarın bu güçlere sunabileceği çok fazla fırsat var; siz gene de bir “tutuklanma bavulunu” hazırda tutun!
Ön alıp kendisini tasfiye sürecinin yürütücü görevlisini ifşa etmek isteyen İmamoğlu’na daha konuşması bitmeden bir yeni “suçlama” daha yapılıp dava açıldı. Açıkça “Sen kim oluyorsun da bizim sana kurduğumuz tuzağı deşifre ediyorsun” diyorlar. O arada, malum “görevli” ile gazeteci olarak röportaj yapan kişi ve yayınlayan TV kanalı da suçlanıyor, tutuklanıyorlar.
Peki, ya İmamoğlu, o hala nasıl koltuğunda oturabiliyor; onu da hepimiz biliyoruz değil mi; arkası sağlam! Küresel ve........
© Yeni Yaşam
![](https://cgsyufnvda.cloudimg.io/https://qoshe.com/img/icon/go.png)