Araç fetişizmini aşmak
Dünyanın birçok yerinde ulusal veya sınıfsal direniş hareketleri farklı yöntemlerle de olsa çözümlenirken Kürdistan Özgürlük Hareketinin sürdürdüğü mücadeleyi -hem de NATO’nun en büyük ordularından birine sahip Türkiye cumhuriyetine karşı askeri mücadeleyi dahil- birçok açıdan başarıyla devam ettirebilmesini doğru tahlil etmek gerekir. Bunun bir boyutunu, araç-amaç ilişkisinde doğru diyalektiği yakalamak biçiminde tanımlayabiliriz.
Hem ferdi, hem de toplumsal anlamda en temel idealin “özgürlük” olduğu tartışmasızdır. Ancak insanın özgürlüğüne en büyük tehdidin de bu amaca ulaşmak için oluşturduğu araçlardan geldiği de ortadadır. Örneğin teknoloji, insan hayatını kolaylaştırma, yapabilme gücünü arttırarak daha bağımsız ve özgür hareket etmesi için araçlar üretirken, çoğu yerde toplumlar ve insanlar teknik ilerlemenin araçlarına bağımlı ve köle hale gelmiştir. Siyasal kurumlar, normalde toplumsal özgürlükle ilgili kurum ve kavramlar sistemi iken, özellikle günümüzde bir siyasal kurum olarak ‘devlet’ toplumun ve tek tek fertlerin bütün özgürlük alanlarına müdahale eden devasa bir ahtapota, bir “Leviathan” canavarına dönüşmüştür.
Bu sorun potansiyel olarak bütün araçlar için geçerlidir. Çoğu yerde kurumlar, hatta kuram ve kavramlardaki insanın ürünü oldukları halde onlara tahakküm eden niteliğe bürünmüşlerdir. Bunu ister nesneleşme, ister yabancılaşma, veya putçuluk diyelim, esas sorun insanın kendi ürettiği araçlara veya kurum ve kavramlara yabancılaşması ve onların kölesi olmasıdır.
Egemen devletlere karşı olan mücadele, çoğu zaman bu mücadelenin araçları olan ulusal veya sınıfsal kurtuluş örgütlerine, onları siyasi ideoloji ve formlarına bir kutsallık atfetmeye götürür. Aracın, amaca bağlı ve arızî/ilineksel bir oluşa sahip olduğunu unuttuğumuzda, araç amacın yerine geçer (-putperestlikte tanrının tezahürü olan bir nesnenin giderek tanrının yerine geçerek tapınma konu olması gibi) ve araç herhangi bir form değişimini dahi kabul etmeyen bir mutlaklığa bürünür, vazgeçilmez olur. Zamanını dolduran bir araçtan vazgeçmek sanki amaca ihanet gibi algılanır. Oysa sağlıklı bir zihinsel tutum, araçların amaca olan bağlılığını daima göz önünde bulundurur; araç ve........
© Yeni Yaşam
