menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

miras, kopuş, gelecek

6 0
01.06.2025

geçen yüzyılın proleter devrimler çağı olduğu söylenir, bu büyük ölçüde doğru. büyük ölçüde diyorum çünkü bu başlık altında anılan devrimlerin çoğu ulusal kurtuluş mücadelesi vermek üzere yola çıkmış, sosyalist sistemin somut pratik desteği ve sosyalizmin ideolojik hegemonyasıyla dönüşmüşler. ikinci dünya savaşı sonrasında, faşizme karşı mücadeleleriyle halkın güvenini kazanan ve sscb’nin desteğiyle iktidar olan partiler biraz farklı ama onların da yurtlarını işgal eden ordulara karşı mücadele ettiğini hatırlamak gerek.

bir halkın üstünde yaşadığı toprağı, emek de dahil olmak üzere yeraltı ve yerüstü kaynaklarını kendisi yönetmek için emperyalizme ve sömürgeciliğe karşı verdiği ulusal kurtuluş mücadeleleri, tarihin akışını etkileyen en önemli güçlerden biri.

bunların geride kaldığı fikri doğru değil çünkü emperyalizm ve sömürgecilik geride kalmadı. fransız ordusu mali, burkine faso ve nijer’den çekilmeye zorlanalı ancak üç yıl oldu. filistin halkının abd emperyalizmin desteklediği israil yerleşimci sömürgeciliğine karşı verdiği mücadeleye günbegün şahidiz. ulus-devlet talebinden bağımsız olarak kürt halkının mücadelesi de tabii bu çerçevede. ama geçen yüzyıldan farklı olarak hem bu hareketlerin dayanabileceği tek, ortak bir güç yok hem de sosyalizmin ideolojik hegemonyası eski kuvvetinde değil. o yüzden ulusal kurtuluş hareketleri çeşitli emperyal odaklar arasındaki yarıkları, altüst oluş anlarını, farklı momentleri değerlendirerek ilerliyor. çeşitli devletler, destekledikleri hareketleri yönlendirmeyi hedefliyor ve bu önemsiz değil. ama herhangi bir kurtuluş hareketinin, bugün sadece dünya halklarının ve sol güçlerin desteğiyle, zafer kazanması gerçekçi bir beklenti değil.

bir........

© Yeni Yaşam