menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Direniş ve Sumud’a dair

23 0
06.10.2025

7 Ekim sonrasında her seferinde dile getirilen fakat cevabı ile tatmin olunmayan bir soru var: İsrail’i kim ve ne durdurabilir? Mevcut uluslararası sistemde, İsrail’i durdurmak ya da sınırlandırmanın askeri ya da diplomatik bazı koşullara bağlı olduğu açık. İsrail, ya Hamas’ın direnişine eklemlenecek bir askeri kapasite ile ya da BM nezdinde alınacak bir kararla sınırlandırılabilir. Nitekim bugüne kadar İsrail’in kısmi de olsa ateşkes koşullarına rıza göstermesinin en önemli nedeni de hiç kuşkusuz içeride yaşanan direniş ve İsrail’in askeri açıdan bir başarı sağlayamaması. Fakat cari durumda, Hamas’a eklemlenebilecek bir güç olmadığı gibi İsrail’i BM nezdinde sınırlandırabilecek bir karar mekanizması da söz konusu değildir. Nitekim, bugüne kadar İsrail aleyhine olan her türlü adımda ABD, konseyi tıkayarak sonuç alınmasını engellemiştir.

Askeri ve diplomatik kanalların işlevsiz olduğu bu evrede, İsrail karşıtı sivil inisiyatifler ve onların marifetiyle ortaya çıkan eylemler çok daha fazla konuşulmaktadır. Başından bu yana boykot, toplumsal hareket , protestolar ve ablukayı delmek için yapılan müstakil ya da geniş ölçekli filo eylemleri, Gazze soykırımının, uluslararası gündemin bir parçası olmasını temin edebilmiştir. Elbette hiçbir sivil inisiyatif, Hamas ya da Gazze halkının direnişi ile mukayese edilemez. Buradaki temel argümanım, askeri ya da topyekun toplumsal direnişin dışında, sivil inisiyatiflerin de ortaya koyduğu çabanın direnişin bir formu olduğunu vurgulamak.

Sumud filosu ve yankıları üzerinden yapılan tartışmalara bakıldığında, iki perspektifin öne........

© Yeni Şafak