İmam Muhammed Bâkır
Prof. Dr. Haydar Baş'ın gazetemizde yayımlanan 17.02.2016 tarihli yazısıdır
Nasp edilmiş imamların beşincisi İmam Muhammed bin Ali'dir. En bilinen lakabı Bakır'dır. Bakır, 'ilmi yaran' manasına gelmektedir. Onun dönemine kadar büyük baskılar altında gizlice yayılan Ehl-i Beyt ilmi onunla geniş kitlelere ulaşmış ve büyük Ehl-i Beyt mektebi tam manasıyla inşa edilmiştir.
İmam Muhammed, ceddi Resulullah'ın selamına mazhar olmuş büyük bir imamdır.
"İbn Medine'den şöyle aktarılır: "Bakır, daha küçük yaşta iken Cabir, onun yanına gelerek, Resulullah (sav) sana selam söyledi" dedi.
Cabir'e: "Bu nasıl oldu?" diye soruldu. Dedi ki: "Resulullah'ın (sav) yanında oturuyordum. Kucağında Hüseyin (as) vardı ve O'nunla oynuyordu. Buyurdu ki: Ey Cabir! Onun bir oğlu dünyaya gelecek, adı Ali olacak. Kıyamet günü bir münadi şöyle seslenecek: Seyyidü'l Abidin dendiği zaman (ibadet edenlerin efendisi) onun oğlu kalkacak. Sonra onun Muhammed adında bir oğlu olacak. Onu gördüğün zaman, ey Cabir, ona benden selam söyle."
İmam Muhammed bin Ali'nin hayatı babası İmam Zeynelabidin dönemine göre baskıların daha az görüldüğü bir yumuşama devridir.
Özellikle Halife Ömer b. Abdülaziz, imama hürmet etmiştir.
Malum, Resulullah'ın Hz. Fatıma'ya hediye ettiği Fedek Hurmalığı Ehl-i Beyt soyundan alınmıştı. Ömer bin Abdülaziz, bu araziyi Muhammed Bakır'a geri vermiştir.
Ancak halife Ömer bin Abdülaziz öldüğünde, nasp edilmiş imameti ehline vermediği için İmam Bakır onun hakkında, "Yer ehli ona ağlıyor ama gök ehli ona lanet ediyor" buyuracaktır.
Hadis yazılımının da tekrar başladığı Ömer bin Abdülaziz dönemde İmam Muhammed Bakır ve yarenlerinin topladığı hadisler temel olmuştur.
Geçici rahatlamalar olsa da hilafet ile iktidarın birbirinden ayrıldığı her dönem, iktidarı elinde tutanların Ehl-i Beyt soyundan bu makamı........
© Yeni Mesaj
