"İNSANLAR İKİYE AYRILIR: TAC MAHAL’..
Bu yazıyı yazmak için klavyenin başına geçtim. Yeni bir Word dosyası açıp yazının muhteviyatını gözümde, duygusunu gönlümde şekillendirmeye çalıştım. Bir, iki... Lakin nafile. Olmuyordu. Dünyayı yaşanmaz hale getiren ruhsuz, duygusuz, sevgisiz, güçlü ve zalim insanlara sevgiyi, barışı, insanlığı; birlikte yaşamanın erdemini ve faziletini, güç ile merhametin, haşmet ile adaletin bir devlette, bir sultanda, bir padişahta, bir kralda aynı anda bulunabileceğini... Yazıyı bir türlü gönlümde oluşturamadım. Mecalsiz kaldım. İşte tam bu anda merhum Üstat Atilla İlhan'ın "An Gelir" şiiri yetişti imdadıma.
ÖLÜMSÜZ BİR AŞKIN SEMBOLÜ
'An Gelir' şiiri ve Tac Mahal, ne alaka? Son günlerde sıkça videolarını dinlediğim, tarih bilgisine ve anlatımına meftun olduğum Prof. Dr. Azmi Özcan Hoca'nın söyleşisinden. (TRT 2 "Tarih Söyleşileri 88. bölüm" Dr. Coşkun Yılmaz) Bu söyleşide dile getirilen çarpıcı bilgileri yazmak isterken dile getirilen Taç Mahal alıp götürdü beni "Namlı Masal Sevdalılar" diyarına. Beğendiğim şiirlerden biri olan ve aynı zamanda bestelenen, Selda Bağcan ve Ahmet Kaya tarafından da seslendirilen "An Gelir" şiiri ufkumu kapladı. Bu şiir ile Tac Mahal arasında ne gibi bir bağ vardı da birini düşünürken öbürü geldi aklıma? Anlatayım; bu şiirde ve bu mimari de sonsuz bir aşktan, ölümsüz bir sevgiden bahisler vardı.........
© Yeni Meram
