“Bir çözüm istediğimizi hayal edin…”
Marinos NOMİKOS/To Thema Online
1971 yılında John Lennon, “Tüm insanların barış içinde yaşadığını hayal edin” diye şarkı söylemişti. Yarım asır sonra, bu ikonik şarkının adını taşıyan bir eğitim programına verilen şiddetli tepkilerin ardındaki ironiyi görmezden gelemeyiz—tam da bunu teşvik eden bir program: Kıbrıslı Rumlar ve Türklerin, yeniden birleşebilmiş bir vatanda barış içinde bir arada yaşaması.
Ancak kendimizi kandırmayalım. Kimse bunu istemiyor. Kuşku, düşmanlık, ayrılık ve adanın fiilen bölünmüşlüğünü pekiştirmek için çalışan, ve Kıbrıs Türk tarafındaki ayrılıkçılarla mükemmel bir uyum içinde çalışan Kıbrıs Rum müesses nizamı da bunu istemiyor.
Birkaç gün önce, Kıbrıslı Rum öğrencilerin Alman bir STK tarafından finanse edilen bir eğitim programı çerçevesinde işgal altındaki toprakları ziyaret ettiklerine dair ‘bilgi’ üzerine bir tartışma patlak verdi—eğer zavallı Fox News, resmi aşırı sağ, ve daha çok EDEK olarak bilinen “TEMU menşeli aşırı sağdan” gelen şikayetlere ‘tartışma’ denebilirse. Anlayacağınız üzere, sunulan ‘haber’ klavye başındaki her tetiklenme-sarhoşu ultra-vatansever için ıslak bir rüyayı eden kelimeler içermektedir: “işgal altındaki topraklar”, “ziyaret”, “yabancılar” ve “STK”. Elbette ki hiç bir şey anlatıldığı gibi değildi, ancak aşırı sağ propagandanın sadakatle izlediği, tüm zamanların en klasik gazetecilik deyişinde ifade edildiği gibi: “Gerçeğin iyi bir hikayeyi mahvetmesine asla izin vermeyin.”
Resmi profiline göre Imagine, Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği tarafından 2016 yılında başlatılan “Irkçılık Karşıtı Eğitim/Barış Kültürü için Eğitim” amaçlı bir eğitim programıdır. 2017 yılının Ekim ayında, aylar süren çabaların ardından ve adadaki her iki toplumun liderinin mutabakatıyla, İki Toplumlu Eğitim Teknik Komitesi’nin himayesi altına alındı. 2024 yılına kadar 7,900’den fazla öğrenci ve 2,400’den fazla öğretmenin katıldığı program, iki toplum arasındaki teması artırmayı ve adada barış, hoşgörü ve ırkçılık karşıtlığını teşvik etmeyi, ilgili BM kararları ve eylem planlarından esinlenerek barış içinde bir arada yaşama, dayanışma ve uzlaşma kültürünü geliştirmeyi amaçlamaktadır. Programa katılım gönüllü ve ücretsiz olup, Dayanışma Evi’nde ortak faaliyetler, Lefkoşa’da eğitim amaçlı yürüyüşler veya ada genelinde saha gezilerini kapsamaktadır. Bu bilgilerin tamamı Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği’nin web sitesinde mevcuttur; programın niyetini ya da Kıbrıs’ın dört bir yanındaki öğrenciler için gönüllülük esasına dayalı olarak, okul saatleri dışında ve her zaman yazılı veli onayı ile eğitim amaçlı ziyaretler içerdiği gerçeğini hiç kimse gizlememiştir.
Son kontrol ettiğimde, geçiş noktalarında dolaşım serbestliği vardı; işgal altındaki topraklar, Türk işgali altındaki Kıbrıs toprağı olarak kalmaya devam ediyor ve Mylonas veya herhangi bir ELAM üyesinin hayatlarımız, inançlarımız veya ziyaretlerimizin tepesine polis memuru olarak atandığını hatırlamıyorum.
Ve en iyi kısmı? Kasım 2022’de Ersin Tatar, Imagine programından Kıbrıslı Türklerin katılımını geri çekmek için bir kez daha iki devlet fantezilerine başvurdu, ve öğretmen sendikaları, öğrenciler ve siyasi partilerin sert tepkilerine neden oldu. İki toplumu yakınlaştırmaya yönelik her türlü girişimde kurdeşen döken retçilerimizin kimlerle aynı safta yer aldığını anladınız mı? Ne de olsa geleneksel olarak her iki taraftaki retçilerin birbirleriyle mükemmel ilişkileri olmuştur; Serdar Denktaş’ın 2004 yılında, Annan Planı’nı toprağın altına gömmeden kısa bir süre önce Tassos Papadopoulos ile Strakka’daki gizli akşam yemeğinden sonra söylediği gibi, “yıldızları aynı hizadadır”.
Adadaki tüm okullar, Bakanlık tarafından onaylanan tüm eğitim programları için geçerli olduğu gibi, her yıl bir Eğitim Bakanlığı genelgesiyle Imagine programı hakkında da bilgilendirilmektedir. Bu durum, aramızda kalsın ama, aramızdaki en parlak ve zeki olmayan aşırı unsurlara, Meclis’te açıklama yapmaktan—en az—vatana ihanetle itham ettikleri Eğitim Bakanı’nın (ki kendisi bu hükümette yer almasına rağmen mükemmel bir eğitim, mantık ve hassasiyetlere sahip bir kişidir) istifasına (!) kadar her şeyi talep etmek için koz verdi. Hatta programı popülizm, milliyetçilik ve gerçek-aşırı-sağcı beyin-ölümü gerçekleşmiş dezenformasyondan muhteva patlayıcı bir kokteylle, benzer düşünen tek hücreli organizmalar arasında histeri yaratmak için tasarlanmış Ebeveyn 1 ve Ebeveyn 2 konularıyla ilişkilendirdiler. Normalde televizyon dizilerinden futbol maçlarına kadar her konuda yorum yapacak kadar konuşkan olan Cumhurbaşkanı, Bakanını ya da geçmişte övdüğü programı savunmak için—yine—söyleyecek yarım kelime dahi bulamadı. Doğrusu bunun tersi bizi şaşırtırdı. Sanki bir ‘uzlaşı’........
© Yeni Düzen
