Tarihin doğru yerinde durmak
Buyurgan ve kutsal sembollerin savaşı günlerimizi dolduran. Bazen kendimizi bizi tamamıyla ifade etmeyen ortamların bir parçası haline gelmiş buluyoruz. Kıstırılıp kalıyoruz içimizde yükselen itirazı çeşitli nedenlerle ifade edemediğimiz için. Sessiz kalmak bazen bağırmaktan, karşı çıkıp ortalığı karıştırmaktan daha büyük bir erdemdir. Sessizlikteki vakarla ilerleyip zamanı geldiğinde etkili vuruşu yapabileceğizdir çünkü. O vuruşu şimdi yapsak hedefi daha da uzaklaştıracağımız için bekleriz yalnızca. İçimizi acıtır belki bu ama sonraki hamleler için güç topladığımızı düşünüp avutabiliriz kendimizi. Dünya yuvarlaktır, sürekli sola doğru ilerlersen birden sağda bulabilirsin kendini. Çok bağıranın daha güçlü biçimde var olduğu ortamlar içindeyiz ne yazık ki. Yüksek bir ses tonu ile başkalarının konuşmasını engelleriz çoğu zaman. Büyük bir haksızlıkla karşı karşıya bile olsak sükunetle taşı gediğine koyan, karşıdakinin dilini bağlayan cümleleri kurmamız mümkündür. Kalbimiz çok kırılmıştır, yapılan adaletsizliği havsalamız almamaktadır belki. Bu bizi küstürse de kelimelerimizi, meramımızı alıp gitmek daha çok acı çekmemize, bu acıyla yalnız kalmamız neden olacaktır yalnızca.
Her krizde masayı devirmeye, gemileri yakmaya hazır insanları gözlemliyorum. Masa devrilirken büyük bir alkış alacaklardır. Pek çok insanın kalbinden geçen de budur çünkü. Paylaşılmış bir öfke iç burkan........
© Yeni Düzen
