Karma Evliliklerin Çocukları: Kıbrıs’ta Vatansız
Kıbrıs’ta siyasi çıkmaz sadece müzakere masalarında kalmıyor. Evlerin içine, okullara ve hatta bebeklerin beşiklerine sızıyor. Karma evliliklerin çocukları artık kimlik ve vatandaşlık mücadelesinin tam merkezinde duruyor.
Kimlik Mücadelesi
Bir Kıbrıslı Türk ile 1974’ten sonra kuzeye yerleşen bir Türkiye vatandaşının evliliği kuzeyde kabul ediliyor, ama güneyde reddediliyor. Sorunun özü de burada yatıyor: Bu evliliklerden doğan çocukların vatandaşlık başvuruları yıllardır sistematik olarak reddediliyor.
2007’de yapılan bir değişiklik durumu daha da ağırlaştırdı. Eğer ebeveynlerden biri kuzeye “resmî olmayan bir geçiş noktasından” girmişse, çocuğun başvurusu otomatik olarak reddediliyor. Kağıt üzerinde teknik bir madde gibi görünen bu kural, günlük yaşamda yıkıcı bir darbeye dönüşüyor: Binlerce çocuk kimliksiz, pasaportsuz, vatandaşlıksız büyüyor.
“Oğlum pasaportu olmadığı için okul gezisine katılamadı. Ağlayarak eve geldi, ben de onunla ağladım,” diyor bir anne. Onun sesi, sayısız annenin sesiyle birleşiyor.
Hak mı, İstismar mı?
Kıbrıslı Türklere göre bu, açık bir hak ihlalidir: Çocuğun üstün yararı hiçe sayılmakta, ayrımcılık yasağı çiğnenmektedir.
Rumlara göreyse mesele farklıdır. Onlara göre bu evlilikler Türkiye’nin demografik mühendislik stratejisinin bir parçasıdır. Kıbrıslı Türklerin “insan hakları krizi” dediği şeye, Rum tarafı “AB vatandaşlığının istismarı” diyor.
Ama gerçek değişmiyor: Bu çocuklar doğmayı seçmedi. Yine de en masum olanlar en ağır bedeli ödüyor.
Kadınlar Çifte Yük Taşıyor
En derin yara kadınlarda açılıyor. Çocuklarının geleceğini güvence altına almak için bazı anneler Lefkoşa’da değil, İstanbul’da doğum yapmaya mecbur kalıyor. Gebelikte yapılan bu yolculuklar hem tıbbi açıdan riskli hem de maddi açıdan yıkıcı.
“Kızımı üniversiteye gidebilsin diye Türkiye’de doğurmak zorunda kaldım,” diyor bir........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein