Gıbrıslı Milliyedciliyi ve Irgcılığı
Gıbrıslı kimliğini öne çıkaran, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tobrag bütünlüğünü savunan, Türk Yerleşimci Kolonyalizmine garşı çıkan, Türkiye’nin yerleşimci koloni politikalarına itiraz eden, yerlilerin 1974’den itibaren Türkiye tarafından sisdematig olarag yog edildiyini vurgulayan insannar, belirli çevreler tarafından “Gıbrıslı milliyedcisi veya ırgcısı” olmagla suçlanmagdadır. Hadda yerleşiglerin varlığını tartışan insannarmız “ırgcılıg olacag ama” deye sözlerne başlamagdadır. Bunnarın en böyüg sebeblerinden biri “Türklük”, “Batı merkezli”, “beyaz adam” merkezli düşünme sistematiyini içselleşdirmiş olmamızdır. Bu bir yabancılaşmadır.
“Ulusal kimlikler, “doğal bir öz”ün ifadesinden çok, modernite ile ortaya çıkan ve uluslaşma ve ulus-devlet inşa süreçlerinde şekillenen, değişime uğrayabilen, olgulardır” (Kızılyürek, 2003, 17). Uluslaşma sürecine girmenin en temel nogdalarından bir tanesi ulus-devled inşasının olmasıdır. Gıbrıslıların teg bir devleti vardır. Bu devled da Kıbrıs Cumhuriyetidir. Uluslaşma süreci içinde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Gıbrıslı ulusu üzerine gurulmadığı, tam tersi ednig ayrımcılıg üzerinden “Yunanlıg ve Türklük” üzerinden emperyalisdler tarafından gurulduğunu belirdmeg gerekir. Yani Gıbrıslılar bu bağlamda hiş bir zaman bir uluslaşma süreci içine girmemişdir. Kıbrıs Cumhuriyetini Gıbrıslılar gurmamışdır. Tam tersi ednig ayrımcılığı körügleyen mekanizmalar içinde Gıbrıslılar eritilmişdir. Gıbrıslıların Kıbrıs Cumhuriyeti’nde gendi anayasalarını yabma haggı ellerinden alındı. Anayasalarını deyişdirme hagları yogdu (Niyazi 2011, 22). Kıbrıs Cumhuriyeti böyün karşımızda tam bağımlı olan ender devledlerden biridir. Gıbrıslılar gendi devledlernin anayasasını bile deyişdiremeyeceg durumdadırlar. Gıbrıslıların devledlerine sahib çıgmaları, devledlerini yabancı güçlerden arındırmag isdemeleri gadar doğal bir şey olamaz. Gendi devledlernin anayasında, tobrag bütünlüyünde bile söz sahibi olamayan insannar neyin ırgcılığını yapacaglar? Bu adada ırgcılığın olmadığı anlamına gelmez. Ada da Türk ve Yunan ırgcılığı vardır. Her iki ırgcılıgda kurumsallaşmışdır. Özelliynan adanın kuzeyinde aparadları inşa edilmişdir. Adanın güneyinde bu aparadların nasıl inşa edildiğini annamag için derin okumalar yabmag geregmegdedir.
Her ednig grub veya ulus, kökenneri, tarihleri, dilleri, kültürleri, tobragları, gaynakları, yönetimleri ve özergligleri de dahil olmak üzere çeşidli faktörlerle tanımlanır ve bunnarın hebsi ednig veya ulusal kimliglerine katgıda bulunur (Purevsuren, , Bor 2025, 4 ). Yukarıda sayılan fagdörler ulusal ve milli kimliği tanımlayan fagdörlerdir. Gıbrıslıların özelliynan Türk ve Yunan milliyetciliğinin gelişmesi ve 20.yy ortalarında Gıbrıs’ın dörd bir yanını sarmasıynan beraber Gıbrıslıların ezici bir çoğunluğu gendilerini “Yunan” ve “Türk” olarag tanımlamıştır. Bunun dışında bir yaşam hayal edenler imha edilmişdir. Yukarıda saydığım fagdörlerin tamamını Yunanistan ve Türkiye üzerinden okumuşdur. Bundan dolayı da adayı Yunanistan’a ve Türkiye’ye bağlamag için birbirlerni öldürmüşlerdir. Gıbrıslıların Gıbrıslı olduglarnı anlamaları 1974 yılında başlamışdır. Ada tamamen bölünmüş, Gıbrıslıların ortaglaşdığı alanlar ortadan galdırılmışdır. Rumca gonuşan Gıbrıslılar bir devledleri olduğunu 1974 yılından soğra, Türgce gonuşan Gıbrıslılar ise Atilla haddında 2004 yılında kapıların açılmasıyla annamışlardır. Adanın güneyinde galan Gıbrıslılar 15 Temmuz darbesi ve Türk işgalinden sonra devledlerine sahib çıgmaya başladı. Gıbrıslı olduglarını 74’den sonra dillendirmeye başladı. Türgce gonuşan Gıbrıslılar ise binnerce yerleşig Gıbrıs’a daşındıgdan soğra “biz bunnar gibi Türg deyilig” deyib kimlig arayışana ve gendilernin kim olduğunu tanımlama cabasına girdiler. Bu arayış hala sonuçlanmış deyildir. Cemaadımız arasında bir uzlaşı yogdur.
Milliyedcilig ifadesi bir kaç biçimde gullanılır. 1. bütün olarag milled ve milli-devledlerin inşa ve gendini devam eddirme süreci, 2. bir millete aid olma bilinci, milletin........
© Yeni Düzen
