Neden mi mutlu değiliz?
Zengin, fakir, genç, yaşlı, kadın, erkek, eğitimli, eğitimsiz her kesim giderek mutsuz bir tablo çiziyor varlık aleminde… Kimseler anlam veremese de dil-lerden ve dıl-lerden yansıyan negatif enerjiler ve olumsuz cümleler eksik olmuyor hayatlardan. Dilerseniz bugün “neden mi mutlu değil dünya” sorusuna kendimizce cevaplar arayalım…
Zira herkes mutlu olmadığını ifade ediyor fakat bunun sebeplerini dile getiremiyor. Mutluluk kaydı gitti alemden çünkü; bilmeye, öğrenmeye, görmeye, duymaya başladı insanlık! Geçmişin sadece “televizyona ve gazeteye” sahip dünyasındaki her duyduğuna ve her gördüğüne inanan toplumları yok artık karşımızda. Şimdiki dünyada her olayın- açıklamanın-insanın tüm detaylarına anında ulaşılıyor ve o başlığa dair yapılan olumlu-olumsuz yorumlar eşliğinde de ayrışıyor insanlar. Ve bu ayrışma “yarını muamma bir mutsuzluğa” sürüklüyor! Yani “bugün bu tepkiyi verdim ve bu tarafta durdum peki ya sonra durum değişirse ve bulunduğum taraf düşman görülürse ne olacak” endişesi hakim toplumda. Ve en önemlisi de sanal ortamda yapılan her açıklama-olay-haber ne kadar doğru şüpheleri kemiriyor bilinçli zihinleri!
Bu kemirme sürecinden zaferle çıkmayı becerenler de “mantık-hissiyat-sağduyu” süzgecini sıkı tutanlar oluyor. Zira ses ve görüntü kopyalamada korkutucu seviyelere ulaşarak komplo senaryoları hazırlayan teknolojiyi mağlup edecek tek şey; mantık-hissiyat-sağduyu süzgeci. Yıllar önce zikrettiğim “dünyanın en mutsuz insanı her şeyi gören ve bilen insandır” cümlemi şimdi güncellemek istiyorum müsaadenizle; “dünyanın en mutsuz insanı her şeyi görüp bilmekle birlikte yarınını da ön göremeyen insandır…” Evet iletişim çağıyla birlikte çoğu şeye hakimiz fakat yarın ne olacak bilemiyoruz ve bu belirsizlik toplumları rahatsız ediyor zira insan, doğası gereği “bastığı ve basacağı dalların ne kadar güvenli olduğunu” bilmek ister…
Bilmezse de mutsuz olur ve mutsuz eder! Ve mutlu değiliz çünkü deşarj olamıyoruz! 15 yıl öncesini anımsayın. Sohbetlerimizin........
© Yeni Birlik
