menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Küresel Sumud Filosu’nun sessiz haykırışı

14 0
09.09.2025

Dünyanın gözü önünde, üstelik kameraların anbean kaydettiği bir kıyım sürüyor. Gazze’de çocuklar toprağa değil, enkaza gömülüyor. Kadınlar, yaşlılar, masum siviller istatistik tablolarının soğuk satır aralarına sıkıştırılıyor. Ve dünya, bu sayılara bakarken gözlerini devirmekten, diplomatik “endişe” açıklamaları yapmaktan öteye gitmiyor.

Tam da burada devreye giriyor Sumud. Arapça’da “sabırla dimdik durmak, kök salmak” anlamına gelen bu kelime, yalnızca bir söz değil, küresel vicdanın direniş hafızasıdır. Filistinlilerin “Biz buradayız, gitmeyeceğiz” kararlılığı, şimdi 44 ülkeden gelen 50’yi aşkın gemide beden buluyor. Bu filo resmî kayıtlarda “insani yardım” diye geçiyor olabilir. Ama hakikatte, insanlığın utanç defterine atılmış kalın bir çentiktir bu.

ABLUKANIN İTİRAFI

Gazze’ye uygulanan abluka, yalnızca coğrafyanın değil, vicdanın da daraltılmasıdır. İsrail’in yıllardır süren vahşi ve kanlı kuşatması, en temel insani hakları bile boğarken Batı’nın “güvenlik” masallarıyla bunu meşrulaştırması, aslında Batı uygarlığının kendi mezar kazıcısı olduğunun en açık delilidir.

Birleşmiş Milletler ne yapıyor? Rapor üstüne rapor. Avrupa Birliği? Kınama üstüne kınama. Washington? “İsrail’in güvenlik kaygılarını anlıyoruz” nakaratını tekrar ediyor. Bu “anlayış”, Gazze’deki her çocuğun mezar taşına kazınan küresel bir ortaklıktır. Çünkü sessizlik de suçtur, unutma da ortaklıktır.

BAUMAN’IN HAYALETLERİ

Zygmunt Bauman modernliğin ölümü görünmez kıldığını söylerdi. Morglara kaldırılan, toplumsal hafızadan kazınan, “fazla veri” haline getirilen ölüler… İşte bugün Gazze’de yaşanan da budur. Haber bültenlerinin alt satırında “38 ölü, 72 yaralı” cümlesini okuduğunuzda, aslında bir halkın yaşamı, bir........

© Yeni Birlik