menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Türk’üm, Türkiyeliyim… Ve bunda bir tuhaflık yok”

30 0
05.08.2025

“Türk’üm demek de meşrudur.”
“Türkiyeliyim demek de…”
Cümle basit. İçeriği ise hiç de öyle değil.
Memlekette yıllardır bitmek bilmeyen bir tartışma var:
Bir insan kendine “Türkiyeli” dediğinde neden bazıları huzursuz oluyor?
Veya bir başkası gür sesle “Türk’üm” dediğinde neden bazıları kendini dışlanmış hissediyor?
Önce şunu söyleyelim: Bu iki kelime birbiriyle kavga etmek zorunda değil.
“Türk’üm” demek, bazı mihraklar tarafından bir etnisite gibi algılanabilir. Ama Türk’lük, bir siyasi kimlik, bir tarihsel bilinç, millet olmanın bizatihi kendisi olduğu gibi; bir duruştur…
“Türkiyeliyim” demek ise coğrafyayla, vatandaşlıkla, aidiyetle kurulmuş bir benlik tanımıdır.
Birinin ötekini dışlaması gerekmiyor.
Ama ne yazık ki, bizde çoğu zaman öyle oluyor.

“Ben Türküm Çünkü Başka Bir Şey Olamam ”

İşte bu cümleyi söyleyen kişi, İsmet Özel.
Onun için “Türklük” sadece bir kimlik kartına yazılan bilgi değil. Bir yüzleşme. Bir kader. Hatta bir tercihtir.
Bir gün devrimciliğin, başka bir gün İslamcılığın merkezine yürüyen İsmet Özel, sonunda dönüp dolaşıp aynı yere vardı:
“Ben bu ülkeyle, bu milletle, bu tarihle kader birliği ettim.”
Ona göre Türk olmak, tarihin sana biçtiği rolü üstlenmeyi kabul........

© Yeni Birlik