Yeni bir dava ve cemiyet iddiası - Üstadın Hayatı-6
Denizli
1943 yılına gelindiğinde, Risale-i Nur hizmeti Kastamonu’dan Isparta, Konya, İstanbul ve çevre illere yayılmıştı. Eserler el yazısıyla çoğaltılıyor, birçok kişi imanî meseleleri Risalelerden öğrenmeye başlıyordu. Bu yaygınlık, dönemin rejimini rahatsız etti. Bu sebeple, tekrar “gizli cemiyet” iddiasıyla Üstad Said Nursî ve talebeleri hakkında yeni bir soruşturma başlatıldı.
Mart 1943’te Üstad Kastamonu’dan alınarak önce Isparta’ya, oradan da Denizli’ye sevk edildi. Risale-i Nur’un delil olarak sunulduğu büyük bir dava açıldı. Bu kez sanık sayısı 100’den fazlaydı. Devlet, Risale-i Nur’un içeriğini ve etkisini, rejime karşı bir hareket olarak göstermeye çalışıyordu.
Hapishane: Tecrid Değil Tebliğ
Yargılama süresi boyunca Üstad, Denizli Hapishanesi’nde tutuklu kaldı. Cezaevi şartları çok ağırdı. Kalabalık koğuşlar, yetersiz temizlik ve ağır psikolojik baskılar vardı. Ancak Said Nursî, bu ortamı bir fırsat olarak gördü. Hapishane ortamında tebliğe devam etti. Suçlu mahkûmlarla ilgilendi, onlara namazı, duayı, sabrı ve tevbeyi anlattı.
Bu dönemde “Hapisteki Kardeşlerime” başlıklı kısa, ama........
© Yeni Asya
