menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Üstaddan aldığım siyasî dersler (1)

9 0
22.08.2025

“Körle yatan, şaşı kalkar” gerçeği maalesef bizim için de böylece bir hakikattir. Bu gerçeği Bediüzzaman, Sunûhat isimli eserinde şöyle ifade eder:

“Evet, İstanbul siyaseti İspanyol hastalığı gibi bir hastalıktır. Fikri hezeyanlaştırır. Biz müteharrik-i bizzat değiliz, bilvasıta müteharrikiz. Avrupa üflüyor, biz burada oynuyoruz. O tenvim ile telkin eder, biz kendimizden hayal edip, asammâne tahribimizde eser-i telkini icra ederiz. Madem ki menba Avrupa’dadır.

Gelen cereyan ya menfî veya müsbettir.

“Menfîye kapılan harf gibi 'Başkasındaki bir manaya delâlet eder.' yahut 'Kendi kendine bir manaya delâlet etmez' tarif edilir.

“Demek bütün harekâtı, bizzat hariç hesabına geçer. Çünkü iradesi hükümsüzdür. Hulûs-u niyeti fayda vermez. Bahusus menfî iki cihet-i zaaf ile hariç cereyanının kuvvetine bir alet-i lâya’kıl olur.

“Diğer müsbet cereyan ise -ki, dâhilden muvafık şeklini giyer-isim gibi 'Kendisinde bulunan bir mânâya delâlet eder'dir. Hareketi kendinedir. Tebaî haricedir."

Bu son cümleden de anlaşılması gereken şudur: Misyonu demokrasi olan, Demokrat Parti veya demokratlardır. Bunlar ise bilâkis harici kendine âlet-i........

© Yeni Asya