Kâinattaki en büyük hakikat
Diğer hakikat telâkki edilenler ise ancak onun türevleri olabilir. Onların başlıcaları da; elest bezmi ve neticesi olan mescid ve sacidlerdir. İman ve ibadet ise bu taahhüdün neticeleridir. Kim kendini sözleşmenin dışında addediyorsa o hiçbir şey değil, ancak aslından iraz etmiş bir parazittir.
Hayat: Biri Vahid, ikisi vaki olmak üzere üç esas üzeredir. Vahid, Vacibü’l-Vücut; vakiler ise, mescit ve sacittir. Mescid, kâinat olup; sacidler ise; mü‘minattır. Gerisi dolgu malzemesidir.
Biz şimdi kendi işimize bakacağız; taahhüde sadık mıyız, yoksa sabık mı? Nasıl olsa tilkinin kurnazı iki ayağı ile tuzağa yakalanacağından, “Külli âtin karîb” kaidesiyle mümkünü vaki bileceğiz, yoksa çare yok. Hâli masum olanın istikbâli malum olur. Yani Cenab-ı Hak hakkında hulfü’l-vaad muhaldir. “La taknatu min rahmetillah” bir emr-i Rabbanîdir.
Fakat, dürbünün tersinden bakanlarla, camdan değil de, cama bakanlar, yakını uzak,........
© Yeni Asya
