Allah’ı bulan, korkudan kurtulur
Bu durum, ona çeşitli fıtrî duygular verilmesini gerekli kılmıştır. Korku, bu duyguların en temel olanlarından biridir. Ancak korku, doğru yönlendirildiğinde insanı Allah’a yaklaştıran bir sığınma vesilesi olurken; yanlış yönlendirildiğinde insanı zillet ve sefalete sürükleyebilir. Risale-i Nur korku damarını iman ve tefekkür süzgecinden geçirerek insanın iç dünyasında nasıl yerli yerine oturması gerektiğini açıkça ortaya koyar.
Allah’ı bulan kişi, aradığı her şeyi bulmuş olur; çünkü kudret, güven ve sığınacak tek merci O’dur. Böylece insan, dünyevî korkulardan ve başkalarına duyulan minnetten kurtulur. Allah’a yönelen kişi, gerçek huzura ve özgürlüğe kavuşur. Sultan-ı Kâinat’ın her şeyin mutlak hâkimi olduğunu, her işin O’nun izni ve emriyle gerçekleştiğini bilen ve buna iman eden bir Müslüman neden korkar? Yaratılışta var olan bu hikmetli duygu olan “korkunun” bir sınırı var mıdır?
Risale-i Nur’da Mü’min, Allah’ın kudretine ve rububiyetine iman ettiğinde, fıtrî korkular yerli yerine oturur ve insanı Allah’a........
© Yeni Asya
