Ben kimim?
Ben kimim?
Düşünen bir hayvan mıyım? Et, kemik ve kandan ibaret… Aç kalınca öfkelenen, sevilince mutlu olan, ölünce toprağa karışan, çürüyüp giden bir organizma mıyım?
Ben kimim?
Yoksa ileri zekâlı başka varlıkların kurduğu bir simülasyonda, sıra dışı bir yazılım, algoritmaya hapsolmuş bir varlık mıyım? Kodlanmış bir benliğin iradesiz bir enerji parçası mıyım?
İnsanın değerini en dibe düşürecek ucuz tanımlarla tarif etmeye çalışmak, çağımızın zihin karmaşasına dönüşmüş durumda. Peki bu değersizleştirme çabaları gerçekten bilimin gözlem ve verilerine mi dayanıyor, yoksa belli bir amaca hizmet eden kurgusal teoriler mi?
Kendisini değersiz, gayesiz ve başıboş sanan insan; zamanla hayatını yalnızca zevk ve menfaat uğruna tüketmeye başlar ve böylece esfel-i sâfilîn (aşağıların en aşağısı) derekesine doğru sürüklenir. Oysa insan, ahsen-i takvim (en güzel şekilde) yaratılmıştır ve a’lâ-yı illiyyîn'e (en yüksek makam) yükselebilecek bir kıymettedir. Bu yüce gaye doğrultusunda yaşamalı, asla kendini sahipsiz ve başıboş zannetmemelidir.
Bediüzzaman Hazretleri, insanın........
© Yeni Asya
