menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Afyon zindanı ve ihlâsın tezahürü - Üstadın Hayatı-9

13 0
27.08.2025

1. Suçsuzluğun mahkemesi, Afyon duruşmaları

Risale-i Nur hizmeti, 1940’lı yılların ortalarından itibaren Anadolu’nun dört bir yanında yayılmaya başlamıştı. Her geçen gün daha fazla insan Kur’ân hakikatleriyle buluşuyor, imanını kuvvetlendiriyordu. Fakat bu manevî inkişaf, bazı çevreleri rahatsız etti. Devletten bağımsız, halkın gönlünde karşılık bulan bu hareket, dönemin resmî anlayışı tarafından potansiyel bir tehdit olarak görülüyordu. Bu sebeple, Üstad Bediüzzaman ve talebeleri yeniden mahkemeye sevk edildi.

Suçlama çok tanıdıktı: Risale-i Nur’lar üzerinden bir cemiyet kurmak ve halkı yönlendirmek. Hâlbuki ortada ne bir siyasî hedef, ne de maddî bir teşkilâtlanma yoktu.

Yargılama süreci, zorlu ve sancılı geçti. Üstad yaşlıydı, hasta idi; fakat ruhu dimdik ayaktaydı. Talebeleriyle birlikte Afyon Cezaevi’ne sevk edildiğinde, asıl derdi bedenî sıkıntılar değil, hizmetin selâmetiydi. Mahkeme süresince Risaleler incelendi, çeşitli uzmanlara gönderildi. Doğrudan bir suç unsuru bulunmamasına rağmen, Üstad’a ve bazı talebelerine hapis cezası verildi. Böylece Bediüzzaman, bir kez daha zindanda tefekkür ve sabırla yoğrulacağı bir döneme adım attı.

2. Afyon Zindanı; ihlâs, sükût ve direnişin tezahürü

Afyon Cezaevi, Üstad için üçüncü büyük hapis tecrübesiydi. Fakat onun nazarında zindanlar bir ceza değil, bir çeşit hizmet durağıydı. Tıpkı daha önceki mahpusluklarında olduğu gibi,........

© Yeni Asya