İnsan yüzünde manzaralar
“İnsanın mahiyet-i câmiasında nakışları zahir olan yetmişten ziyade esma vardır. Meselâ: Yaradılışından Sâni’, Hâlık ismini ve hüsn-ü takviminden Rahman ve Rahîm isimlerini ve hüsn-ü terbiyesinden Kerim, Latif isimlerini ve hâkeza... Bütün a’za ve âlâtı ile cihazat ve cevarihi ile letaif ve maneviyatı ile havas ve hissiyatı ile ayrı ayrı esmanın ayrı ayrı nakışlarını gösteriyor. Demek nasıl esmada bir ism-i a’zam var, öyle de o esmanın nukuşunda dahi bir nakş-ı a’zam var ki, o da insandır.” (Sözler, 33. Söz, 31. Pencere)
Allah(cc) kudret ve varlığının, isim ve sıfatlarının mahiyetine bir kıyas olmak haysiyetiyle, insana taktığı “Ene” hakikatine, isim ve sıfatlarından bir kısmının tecellilerini takarak insanın eline vermiştir.
Allah (cc),insan nev’inin evvel babası olan Âdem’i kendi suretinde yaratmıştır.” (Buharî, “İsti’zân”, 1)
Bu manaların azam derecesinde tecelli ettiği insan yüzü ise, Cenab-ı Hakkın sanat tecellilerinin teşhir edildiği kâinat genişliğinde bir vitrinidir. Bu yüzden insan yüzünün suret ve siretini rencide........
© Yeni Asya
