Yeni bir insan tanımı yapalım! Issızlaşan, yalnızlaşan insanımızı kurtaralım!
Yeni bir insan tanımı yapalım! Issızlaşan, yalnızlaşan insanımızı kurtaralım!
YAŞAR DEĞİRMENCİ
Yeni bir insan tanımı yapmamız lâzım; dinî düşünce daraldıkça ibadetlerimizin hikmetle düşünmesi zayıflıyor. İnsanın arzuları üzerinden tanımlanamayacağı, insanın sıradan bir varlık olmadığı, insanın sadece yiyen-içen, behimî arzularını yerine getiren bir varlık olmadığını söyleyerek/yazarak bize “insan tanımınızı yeniden gözden geçirin” diyor. “Rabbimizi, haddimizi, kendimizi” bilelim” duyguları içinde yazımı yazarken bizim entelektüelimiz/aydınımız; Savaş BARKÇİN ile yapılan röportajını okuyordum. Hassasiyet ve dertlerimizin “ortak paydamız” olduğunu görünce siz değerli okuyucularımla paylaşıyorum. “İnsan, içinde yaşadığımız çağda hem düşünce sistemi hem de teknolojiyle beraber tarihte hiç olmadığı kadar şekillendirilen, tasarlanan bir varlık oldu. İnsanın değişmesine neden ihtiyaç duyuluyor?
İşin esası insanın en başta nasıl tanımlandığı. Batı, insanı özünde kötücül görür. Her Batılı ideolojide bu böyle. Kapitalizm ya da sosyalizm; Hıristiyanlığın insanların içine işlediği bir sabite bu. İnsanı böyle gören bir anlayış elbette kötülüğü doğal ve hatta giderek gerekli görmeye başlar. Yani insanın konumu da tanımı da değişti. Hatta bugün “insan” kelimesi bile bilimsel jargonda pek kullanılmaz oldu. Fert toplumdan, kalp akıldan, insan doğadan koptu. Üstelik yıkarak ve yıkılarak... Son yarım asırdır insanı bedensel, şehevî, metabolizmik, cinsel tanımlamalarla sürekli bölüyorlar. İnsan, hem biricik konumunu kaybetti hem de çevresiyle, diğer varlıklarla hatta kendisiyle ilişkileri koparıldı. İnsan, güya «birey» denilerek ıssızlaştı, yalnızlaştı. Bugün İngiltere›de ve Japonya›da “Yalnızlık Bakanlığı” bile var. Çünkü bizdeki «insan» kavramının temelindeki ünsiyet, yani «kaynaşma, yakınlık gösterme» anlamı yok oldu. Tükettiği ölçüde, çıkarını, hazzını elde ettiği ölçüde birey........© Yeni Akit
