Huzur vermeyen, huzur bulamaz!
Huzur vermeyen, huzur bulamaz!
AYHAN DEMİR
Vicdanı olan herkes kabul eder ki, israil, büyük bir haksızlığın üzerine kurulmuş, bir gecekondudur. Bu gecekondu, Filistin halkının topraklarını işgal eden, siyonist yahudi göçmenlerin bir araya gelmesinden oluşmuştur.
Yeryüzünde israil’den başka, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 1947 tarih ve 181 sayılı tavsiye kararı marifetiyle kurulmuş, başka bir gecekondu yoktur.
Terörist israil’in eski üst düzey yöneticilerinden Şimon Peres’in şu sözleri, bu gecekondunun, tuğlasının insan ve harcının ise kan ve gözyaşı olduğunun bir delilidir: “Bir savaş kazandığınızda, halkınız birleşir ve sizi alkışlar. Barış yaptığınızda ise, halkınız gücenir ve sizden kuşkulanır.”
Varlığı gayrı hukuki ve gayrı insanı olan gecekondu israil, sömürgecilik ve işgalin yasaklandığı İkinci Dünya Savaşı sonrasından beri her iki yasağı da uygulamaktan zerre kadar tereddüt etmiyor.
Siyonist israil, Yahudi olmayanlara yönelik sistematik ırkçılığı bir yönetim biçimi olarak benimsiyor. Filistinlileri vatanlarından ediyor ve işgal ettiği topraklara yerleştirdiği hırsız yahudilerle birlikte yaşamak zorunda kalan Araplara ikinci sınıf insan muamelesi yapıyor.
Şurası gerçek ki, terörist israil, girdiği tüm savaşların asıl müsebbibidir. Her işgal girişiminde sivillere yönelik katliam yapmaktan, sivil yerleşim yerlerini bombalamaktan, yasaklanmış silahları kullanmaktan çekinmemiştir, çekinmiyor.
Terörist israil, işlediği insanlık suçlarını; sonuçları önceden hesaplanmış, bilinçli bir planlamanın neticesinde uygulamaya koyuyor. Bunun en son örneği, israil savaş makinelerinin, hareket eden hatta yaşam belirtisi gösteren her şeyi meşru hedef kabul ettiği Gazze’de yaşanıyor.
Cenevre Sözleşmesi’nin tanımladığı insanlık suçlarını yalnızca........
© Yeni Akit
