Soruşturmaya aileleri karıştıranlar kimler, savcı mı, sanıklar mı?
Soruşturmaya aileleri karıştıranlar kimler, savcı mı, sanıklar mı?
Ali Karahasanoğlu
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı kadrolarına yerleşen çeteye yönelik dün yeni bir operasyon daha yapıldı.
Yeni gözaltıların bir kısmı, İBB’de görev yapan kişilerin eşleri veya kardeşleri.
Hemen itirazlar başladı: “Adaletsizlik buraya kadar da mı geldi? Ailelerden ne istiyorsunuz?”
Dersiniz ki, İBB yöneticilerinden intikam almak için, durup dururken, ailelerinden başka isimler de soruşturmaya dahil edilmiş.
Asla… Kimsenin ailelerden istediği bir şey yok.
Daha net söyleyelim, tutuklananların hepsinin eşlerine veya kardeşlerine yönelik bir gözaltı, zaten söz konusu değil.
Daha önce kendisini kurtarmak için eşini-kardeşini-ailesini işin içine katan bazı İBB görevlileri hakkındaki soruşturmalarda, daha somut gerçeklere ulaşabilmek için ailelerinden bazı kişiler de gözaltına alınmış oldu.
Örneğin Murat Ongun, aylık gelirinin 350.000 TL olduğunu belirtirken, 450.000 liralık kirası olan Acarkent villalarında nasıl oturabildiği sorulduğunda, “Eşim de çalışıyor, birlikte ödüyoruz. Ayrıca Ekrem İmamoğlu da yardımcı oluyor” demişti.
Şimdi, soruşturmaya eşini katan Murat Ongun mu, yoksa savcı mı?
Hele hele, Acarkent’teki villanın kirasını Murat Ongun değil de eşi ödemişse…
Ödenen kira bir yıllık peşinse…
Murat Ongun kirayı ödemede, Ekrem İmamoğlu’nun yardımcı olduğunu da söylemişse…
Bir yıllık peşin kirayı yatıran Murat Ongun’un eşine, Ekrem İmamoğlu’ndan parayı nasıl aldığı sorulmasın mı?
Kira parası Ekrem İmamoğlu’ndan mı alındı, yoksa İBB’den ihale verilen müteahhit mi ödemeyi yaptı, soruşturulmasın mı?
Tabii ki suçlar şahsidir.
Hem bugünkü hukuk sisteminde bu kural geçerlidir, hem de dinimizde aynı hüküm vardır.
Ama kimse bizim aklımızla alay etmemeli. Bize, devlete, kanuna kimse nanik yapmaya kalkışmamalı.
Murat Ongun ile İstanbulkart üzerinden 16 milyon insanın kimlik bilgileri parayla satılırken yapılan konuşmadaki gibi, “Şüphelendiler, gelip sordular. Ama bir şekilde yutturduk” diyenlere meydan boş bırakılmamalı.
Aynı istismarı; 2003’lerde, Cem Uzan eksenindeki yolsuzluk operasyonlarında da görmüştük.
Cem Uzan, milletin parasını öyle hortumlamıştı, öyle profesyonel şekilde paraları kaçırmıştı ki, eşe-akrabaya, hatta çalışanlarının üzerine yaptığı mal varlıklarına bile el koymak gerekmişti. Hatta, Cem Uzan’ın iki aylık bebeği de el koyma kapsamı içine alınmıştı.
İşte o zaman kıyameti kopardılar…
Şimdi Sözcü gazetesinde yuvalanan, Saygı Öztürk mü dersiniz, Uğur Dündar mı… Yılmaz Özdil mi dersiniz,........
© Yeni Akit
