Gündemi belirlemek
Gündemi belirlemek
Ahmet Talib Çelen
Geçen haftaki yazımızda “gündemi yazmak” üzerinde durmuştuk. Gündem (aktüalite) yazarları ve tefekkür yazarlarından bahsetmiştik.
Gündem yazmak hem kolay hem zordur. O gün yaşanan hâdiselerden bir karışım yaparsın, köşeyi bir şekilde doldurursun. Bu kolay tarafı. Bir de okuyucunuz bol olur, bu da işin hoş yönü. Ama yüzlerce hadiseyi 5 N 1 K kâidesiyle takip etmek, haberlerle yetinmeyip kulisleri kurcalamak, bu arada hep doğruları yazmak, kimseyle mahkemelerde uğraşmadan yazmak ve konuşmak o kadar kolay bir iş değil. Bu kadar emek karşılığında da yazılarınızın ömrü ancak birkaç günlük olacak. Bir yazar için bu kendinden fedâkârlıktır aslında. Hem büyük zaman ve emek harcayacaksınız hem de eseriniz zaman karşısında birkaç günde eriyecek. Hakkını vererek aktüalite yazan millî kalemleri fedâkâr insanlar olarak görüyorum.
Tefekkür yazıları yazmanın avantajı bu kadar çok hâdise ile dağılmamak ve bu kadar çok insanla cedelleşmemek. Bir de yazılarınız derinliği ve insana dokunması nispetinde daha kalıcı olabilir. Bu iyi taraf. Ama çok okumak ve millî, İslâmî ve insânî bakımdan taşıması gereken mes’ûliyet zâviyesinden büyük zorluklarla karşı karşıyadır tefekkür yazarı. Bir de okuyucunuz az olacaktır. Ama mes’ûliyet hissi yoksa “ben dedim, oldu” der güle oynaya yazarsınız.
Tefekkür yazarı gündemi gözetmeli ama gündeme takılmamalıdır. Asıl olan yabancıların önümüze attığı gündemle oynamak değil kendi millî ihtiyaç ve hislerimiz istikâmetinde “gündem belirlemek”tir. Merhûm S. Ahmet Arvasî Hoca’mızın mevzû ile alâkalı bir yazısını paylaşmak istiyorum. 1980 öncesinde lise talebesiyken Hergün gazetesinde “Türk-İslâm Ülküsü” serlevhası altında yazdığı yazıların tiryâkisi olmuştum. 12 Eylül 1980 darbesinden sonra hoca herhangi bir yerde düzenli olarak........
© Yeni Akit
