G7 ve G20: Küresel siyasetin nabzı
İsmet Hergünşen yazdı…
Dünya ekonomisi ve siyasetinin hızla değiştiği bu yüzyılda G7 ve G20 zirveleri, dünyanın geleceğinin tasarlandığı en önemli adreslerden biri olmaya devam ediyor.
Bir bakıma G7 “eski dünyanın güç merkezi”, G20 ise “yükselen dünyanın sesi” olarak görülebilir.
Yüzyıllardır güç merkezlerini elinde tutan Batı duraklama dönemine girmiş durumda.
Yükseliş eğilimi gösteren yeni ekonomiler, yeni ittifaklar ve bölgesel güç odakları oyunun kurallarını yeniden yazıyor.
Bu dönüşümün ortasında bir yanda G7’nin seçkinler kulübü, diğer yanda daha geniş ve kapsayıcı bir platform olan G20 bulunuyor.
G7: Eski dünyanın gücü, ayakta kalmak için büyük çaba harcıyor.
Uzun yıllar “dünyanın en güçlü ekonomileri” sıfatını tartışmasız taşıdı.
İngiltere, Almanya, Fransa ve İtalya’dan ABD’ye, Japonya’dan Kanada’ya uzanan bu yedi ülke, 20. yüzyıl boyunca sanayi üretimini, finansı ve teknolojiyi kontrol eden merkezlerdi.
Tablo ise artık dünden çok farklı. G7’nin dünya GSYH’sindeki payı 1980’lerdeki yüzde 60’lardan günümüzde yüzde 40 seviyelerine geriledi.
Buna rağmen hala kendini küresel düzenin efendisi olarak görüyor. Kriz çözmekten çok dünyaya “yol gösteren” üstenci bir kimlik sergiliyor. Gerçek ise şu: Dünya artık bu kadar basit bir formülle idare........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein