Bir taraf derin uykudayken, diğerleri topyekûn ayaktaydı
Lojmanlara ölü sessizliği hâkimdi. Tek tük lambası açık olanlar da koyu karanlığın içinde sönük ateş böcekleri gibi cılız görünüyordu. Dumlu'nun başıboş köpekleri, yol boyunca peşime takılmışlar... Hâkim tepede Paşanın konağı... Yüzelli, ikiyüz metre ileride, akşamki ışıltılı havasından uzak, sönmüş bir volkan gibi simsiyah duruyor… İçimden; "Allahü teâlâ ordumuza zeval vermesin" diyerek yoluma devam ediyorum. Lacivert semada yıldızlar sayılacak kadar yakın gözüküyordu. Ufku küflü bakır renginde, hafif bulut kümecikleri süslüyor. İkişerli, üçerli gruplar hâlinde koşuşturan köpekler, sanki gizli bir kara haber götürüyorlarmış gibi uluyorlardı. Giriş kapısının bitişiğindeki kulübede sahipsiz bir gölge kadar sakin duran asker, beni görünce yavaşça kımıldadı; kim bilir ne zamandan beri serin rüzgârın altında, tek başına evini, sevdiklerini düşünüyor, uzakta, belirsiz karanlıklar içinde yükselen tepelere bakıyordu. Dumlu, 51. Tümen'le meşhur olmuştu. Komutanı ise bu tepedeki köşkte istirahat ediyordu. Yürürken geri geri dönüp bakıyorum. Köpekler hâlâ arkamdalar. Sadık dostlar; hem........
© Türkiye
