Benim yüzümden insanlar kırılmasın diye acı sözleri sineme çekiyordum!
Hırsımdan sapsarı kesilmiştim. Kimseye belli etmesem de içten içe tutuşmuş çıra gibi yanıp kavruluyordum da dumanımı görecek gözler yoktu. Bayan öğretmen: - Bir defa "kızım, evladım öcü gibi görünüyorsun, başını aç, rahatla!" dediğini duymadım! Ne kadar sevecen davrandığını gözlerimle gördüm vallahi, ne hain... O çocuk bundan cesaret alıyor, eminim!.. Hırsımdan sapsarı kesilmiştim. Kimseye belli etmesem de içten içe tutuşmuş çıra gibi yanıp kavruluyordum da dumanımı görecek gözler yoktu. Her şeye rağmen bir fitne çıkmasın, benim yüzümden insanlar kırılmasın, incinmesin diye söylenen acı sözleri sineme çekiyor yine de cevap vermiyordum. Münakaşanın, münazaranın galibi olmadığını sık sık duymuştum ve dostun dostluğunu giderdiğini, düşmanın da düşmanlığını artırdığını çok iyi biliyordum. Bunları düşünerek "lâ havle ve lâ kuvvete..." deyip sabrediyordum. Babacığım sık sık söylerdi: "Fesabrun cemil..." diye. Aklıma geldikçe kendimde kuvvet buluyordum. Zararın neresinden dönseydim kârdı. Oniki-onüç öğretmenin içinde hiçbir kusurum, kabahatim olmadığı hâlde fena hırpalanmış, muhakemesiz infaz edilmiştim. Müdafaa edecek ne mecalim, ne........
© Türkiye
