menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Bekle Erzurum, bekle Narman ben, geliyorum" 

4 8
20.03.2025

Arkadaşların canhıraş bağrışmalarıyla uyandım. Ne olduğunu anlamaya çalışırken pencereden baktım. Korkunç bir uçurumun ucundayız! Gümüşhane, bir vâdi içinde... Yerin gökle birleşmiş gibi göründüğü ufuk hattına bakabilmek için başını yukarı kaldırmak mecburiyetindeydin. Ben de öyle yapıp etrafa şöyle bir bakayım dedim. Her taraf alabildiğine kar, tipi-boran hiçbir şey net değildi. Evet, güzel şeyler olacağına öyle inanmıştım ki aksini düşünemiyor, etrafımı bile göremiyordum. Bu hissiyatla otobüse bindim. Koltuğa gömülür gibi oturup pencereden dışarı baktım. Vınlayarak esen sert rüzgâr sanki; “bekle Erzurum, bekle Narman geliyorum, geliyorum!" diyor gibiydi. Karda kışta yolculuk hep öyle olur; koltuğa oturur oturmaz ister uykusuzluk, ister yorgunluk ve hasretten, ne derseniz deyin, yavaş yavaş gözlerim kapanırdı. Yine öyle oldu. Uyumuştum. Neden sonra arkadaşların canhıraş bağrışmalarıyla uyandım. Ne olduğunu anlamaya çalışırken pencereden baktım. Korkunç bir uçurumun ucundayız! Ha kaydı, kayacak vaziyette arabamız asılı kalmıştı. Boybeyi........

© Türkiye