menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“Siz dünya işlerini iyi bilirsiniz!” Peygamberlerin içtihadları

31 0
22.09.2025

* Kendisine hurmaların nasıl aşılanacağını soranlara, Hazret-i Peygamber, tecrübe etmelerini tavsiye buyurdu. * Peygamber aleyhisselam, hem Kur’ân-ı kerimin muhatabı hem müfessiri hem de bunun müşahhas hadiselere tatbikçisidir. Kur’ân-ı kerim, şer’î kaidelerin konulmasında, Cenab-ı Peygamber’in (sallalahü aleyhi ve sellem) sünnetine kıymet atfeder. Sünnet, onun sözlerine, fiillerine ve takrirlerine, yani bir işi görüp de itiraz etmemesine dayanır. Peygamber aleyhisselam, hem Kur’ân-ı kerimin muhatabı hem onun müfessiri hem de bunun müşahhas hadiselere tatbikçisidir. Bu sebeple dinin hükümlerinin çoğu onun tarafından konulmuştur.

Hangi sünnet?

Ama Cenab-ı Peygamber’in sünnetinin hepsi de ümmeti bağlayıcı değildir. Sünnetin birinci kısmı (sünnet-i hüdâ) bütün müminler için bağlayıcıdır. Ezan, cemaatle namaz böyledir. Bunlar İslamiyetin şiarıdır. Sünnetin ikinci kısmı, Hazret-i Peygamber’in sadece kendisine mahsus hareketlerden müteşekkildir (hasâis-i nebî). Başkaları için meşru değildir. Zekât malı almamak, miras bırakmamak, gece namazının farz olması, uykunun abdesti bozmaması, vefat ettiği yere gömülmek gibi hususlardır. Sünnetin üçüncü kısmı Hazret-i Peygamber’den insanlık icabı veya şahsi mahareti ve tecrübesi yahut da devlet reisi, ordu kumandanı olması itibarıyla sâdır olan sünnettir (sünnet-i zevâid). Elbisesi, oturması, kalkması, yatışı gibidir. Bu kısım sünnete uyulması ümmet için mecburi değildir. Ama fitneye sebep olmadan, Resulullah’a uymak niyetiyle yapanlar sevap alırlar.

Kitab ve hikmet

Resulullah’a vahiy birkaç türlü gelirdi. Bunlardan birincisi Kur’ân-ı kerimdir ki, lafzı da manası da Allah’tandır. Manası Allah’tan lafzı ise Resulullah’tan olan sözler vardır ki, hadis-i kudsî diye bilinir. “Yere göğe sığmam, mümin kulumun kalbine sığarım” veya “Kendini tanıyan Rabbini tanır” veya “Bir veli kuluma düşman olana harb ilan ederim” sözleri böyledir. Bunlar da diğer hadislerin usulüyle rivayet edilmiştir. Ama bu sözün sahibi Allah’tır. Bunun haricinde kalan Resulullah’ın iş ve sözleri ya kalbine gelen vahyin tezahürüdür ya da kendi reyiyledir. Farz, haram, vacib, mekruh ve müstehabı bildiren söz ve işleri vahy iledir. Mesela akşam namazının üç rek’at oluşu böyledir. Âyet-i kerimede mealen, “O yalnızca kendisine vahyolunanı konuşur!” buyuruldu. “Sana kitabı ve hikmeti verdik” mealindeki âyette geçen hikmet bunu ifade eder. Dinin delilinin sadece Kur’ân-ı kerim olmadığı, bu ayet-i kerimelerden de anlaşılmaktadır.

Mahmudiye Kütüphanesi - Medine

Hüküm zahire göredir

Cenab-ı Peygamber, bir mesele zuhur ettiğinde vahiy beklerdi. Vahiy gelmezse, istişare edip, kendisi reyine göre ictihad ederdi. Bunda hata olmak ihtimali vardı, ama hatada devam ihtimali yoktu. Hata varsa, vahiy gelip........

© Türkiye