menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

1915, Sevk ve İskân Kanunu, uluslararası hukuk

17 1
06.05.2025

Türk İmparatorluğu içerisinde gerçekleşen Ermeni olayları ile alakalı dünyada çeşitli yayınlar yapılmıştır. Ermeni tezlerini savunan yazarların büyük çoğunluğu tarih disiplinine mensuptur ve hadiseleri soykırım olarak nitelemektedirler. Türk olan yahut Türk tezlerini savunan yazarların da büyük bir çoğunluğu konuyu tarihi perspektiften değerlendirmiş; Sevk ve İskân Kanunu’nun uygulanmasının soykırım olmadığını savunmuşlardır. Hadiselerin anlaşılması için tarihi perspektif elbette gereklidir lakin soykırım kavramı uluslararası hukuk alanının içerisinde yer aldığı için çoğunlukla tarih disiplini içerisinden gelen kişilerin konuyla ilgili fikir yürütmesi konunun analizinde eksik yanların kalması sonucunu doğuruyor. Araştırmalara genel olarak bakıldığında görülmektedir ki konuyla ilgili olan araştırmacılar kendi bakış açılarına göre çeşitli miktarlarda ölümle sonuçlanan olayları soykırım olarak nitelemek eğilimindedirler. Oysa soykırım uluslararası bir suç olarak ancak uluslararası hukuku bilen kişiler tarafından değerlendirilebilir.

Biz; Sevk ve İskân Kanunu bugün uygulanmış ya da mevcut soykırım hukuku o dönemde geçerliymiş gibi hareket ederek konuyu incelemeye çalışacağız. Bununla beraber konunun sadece soykırım değil insanlığa karşı suç kavramı içerisine girip girmediğini de inceleyeceğiz. Soykırım konusunda ilk önemli düzenleme, 260 sayılı BM Genel Kurul kararı doğrultusunda 1948 yılında Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi'nin kabul edilmesiyle ortaya çıkmıştır. Sözleşme’nin 2. Maddesi soykırımı şöyle tanımlamaktadır: İşbu sözleşmede, soykırım, milli, etnik, ırki veya dini bir grubu kısmen veya tamamen yok etmek amacıyla aşağıdaki fiillerden herhangi birinin işlenmiş olunması demektir: Grup üyelerinin katli; bedeni ve akli melekelerinin ciddi suretle zarar görmesi; bedeni varlığının kısmen veya tamamen imhasına sebep olacak hayat şartlarına maruz bırakılması; doğumların yapılmasının engellenmesi; bir grubun çocuklarının başka bir gruba zorla nakledilmesi. Soykırım Sözleşmesi’ne göre soykırımı teşkil eden diğer fiiller şunlardır: Soykırımda bulunmak; soykırımda bulunulması için işbirliği yapmak, soykırımda bulunulması için açıkça veya doğrudan kışkırtmak; soykırımda bulunulmaya teşebbüs etmek, soykırıma iştirak etmek.

Soykırım Sözleşmesi’ne göre, soykırım olarak kabul edilecek fiillerin mağduru olarak dört grup saptanmıştır. Bu gruplar, korunan gruplar olarak vasıflandırılmaktadır. Korunan gruplardan herhangi birini kısmen veya tamamen yok etmek için gerçekleştirilmiş olan fiiller, soykırım olarak........

© Türkgün