menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

SİLAHLAR SUSARSA, SÖZLER KONUŞUR: ZOR AMA MECBURİ BİR YOLCULUK

9 2
03.08.2025

Türkiye, on yıllardır terörle, ayrılıkçılıkla, silahlı yapılanmalarla ve toplumsal travmalarla mücadele ediyor. Ancak artık bu coğrafyada silahların değil, fikirlerin konuşacağı bir döneme girme ihtiyacı hem vicdani hem de stratejik bir zorunluluk hâline geldi. PKK’nın silah bırakması ve bölgesel benzer yapılanmaların silahsız entegrasyonu, yalnızca Türkiye için değil; Irak, Suriye ve bölgedeki tüm halklar için yeni bir umut olabilir.

PKK’NIN SİLAH BIRAKMASI: GERÇEK TEST ŞİMDİ BAŞLIYOR

PKK’nın silah bırakması yıllardır Türkiye'nin en sancılı başlıklarından biri. Geçmişte bazı çözüm süreçleri denendi ama karşılıklı güvensizlik, siyasi hesaplar ve toplumsal kutuplaşma süreci akamete uğrattı. Bugün ise bölgede değişen dengeler, bu konuda daha gerçekçi ve stratejik bir yaklaşımı zaruri kılıyor. Kandil’in ve çevresindeki uzantıların yalnızca fiziksel değil, ideolojik olarak da silahsızlanması sağlanmadan kalıcı barıştan söz etmek mümkün değil. Irak’ta ve Suriye’deki oluşumlar da bu çerçevede değerlendirilmeli.

HİZBULLAH’IN SÜRECE DAHİLİYETİ: GÖRMEZDEN GELİNEMEZ BİR AKTÖR

Hizbullah, geçmişteki tartışmalı süreçlere rağmen bugün bölgesel gerçeklikler ve toplumsal taban açısından görmezden gelinemeyecek bir aktör konumundadır. Çözüm ve entegrasyon süreçlerinde toplumsal dinamiklerin doğru okunması büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda, Hizbullah’ın temsil gücü, yerel ilişkileri........

© Tigris Haber