menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hakikati Söyleyen Bir Ses: Atatürk'ün Hatıralarından Dersler

26 0
16.08.2025

Hakikati Söyleyen Bir Ses: Atatürk’ün Hatıralarından Dersler

Atatürk’ün hatıraları bir liderin zihnini, değerlerini ve geleceğe bıraktığı dersleri gösteren metinlerdir. Bu hatıralar, tarihin en kritik anlarında verilmiş kararların ardındaki düşünceyi ortaya koyar. Onları okumak bugüne ışık tutmak demektir. Yazımda Atatürk Anlatıyor: Hatıralarım kitabından seçtiğim bölümleri ele alarak, onların üzerine kendi düşünce ve yorumlarımı ekledim. Amacım, Atatürk’ün sözlerinin bize bugün de anlam taşıyan birer öğüt olarak seslenebildiğini göstermektir.

Büyük Adam Kimdir?
Atatürk’ün hatıralarından bir kesit, "büyük adam" kavramının ne şekilde tartışıldığını göstermesi açısından dikkate değer bir örnektir. Selanik’te, Hürriyet Meydanı çevresinde toplanılan mekânlardan birinde, Yonyo’nun küçük salonunda gerçekleşen sohbet, dönemin gençlerinin zihnini meşgul eden bir soruya odaklanır: Büyük adam olmak ne anlama gelir?
O geceki sohbet, masayı dolduran ihtilalci ve vatansever kişilerin coşkulu tartışmalarına sahne olur. Büyük adamlıktan söz edenler, inkılap yapabilmek için önce büyük adam olmanın gerektiğini savunur. Onlara göre büyüklük, bir kişisel paye, bir makam yahut bir itibar kazanımıdır; ardından bu paye ile vatana hizmet edilebilir. Bu anlayış, kahramanlıkla karışık bir bireysel ihtiras taşır.
Mustafa Kemal ise bu görüşten ayrılır. Ona göre mesele, büyüklüğü lafla iddia etmek değil, fiilî bir sonuç ortaya koymaktır. "Bir adam, ki büyük olmaktan bahseder, benim hoşuma gitmez. Bir adam ki, memleketi kurtarmak için evvela büyük adam olmak lazımdır, ve bunun için de bir örnek seçer, onun gibi olmadıkça memleketi kurtaramayacağına inanır, bu adam değildir." Bu söz, büyüklüğün özünü açıklamaktadır: Büyük adamlık, öncelikle memleketin kurtuluşunu sağlayabilme iradesinde yatar.
Bu noktada iki farklı yaklaşım belirginleşir. Birincisine göre, evvela büyük adam olmak, sonra memleketi kurtarmak gerekir. İkincisine göre ise büyük adam lafla değil, eylemle ölçülür; bir insan, memleketini kurtardığı ölçüde büyüktür. Atatürk’ün işaret ettiği tercih, ikincisidir. Çünkü şahsi ihtirasla yüceltilen bir büyüklük, hakikatte içi boş bir iddiadan ibarettir. Gerçek büyüklük, milletin ihtiyaçlarına cevap verebilmekle ve somut bir sonuç doğurabilmekle mümkündür.
Bu hatıra, Mustafa Kemal’in ilerideki liderlik anlayışının nüvesidir. Onun gözünde büyüklük, bireysel şöhret ya da makam peşinde koşma değildir, büyüklük milletin kurtuluşunu sağlayan somut eylemlerle elde edilir. Bu anlayış, daha sonra hem askerî hem siyasi hayatında temel bir ölçü olacaktır.

Bir Makalenin Münakaşası Üzerine
İnsanın yazdığına dönüp bakması, başkalarının gözünde nasıl göründüğünü öğrenmesi sancılı bir durumdur. Hele ki bu yazı bir başmakale ise, yani bir fikri kamuya açma iddiası taşıyorsa, eleştiri kaçınılmazdır. İşte kitapta yazılmış olan böyle bir anıya tanık oluruz: Selanik’te bir gün Cemal Bey, bir gazetede çıkan başmakalesini Mustafa Kemal’e uzatır. "Okudun........

© tarihistan.org