Bağcılığın cenneti Çal
Diğer
14 Eylül 2025
Geçen hafta sonu Denizli Büyükşehir ve Çal Belediye’lerinin davetlisi olarak Denizli’deydik. Üzüm hasadına, bağ bozumuna gittik. Çağataycada yüksek yer anlamına geliyormuş Çal. Çal, binlerce yıllık bir bağcılık ve şarapçılık kültürüne sahip. Bağbozumu sırasında bir Kültür Sanat Festivali başlattılar, bu ilki. 18’inci yüzyıldan beri Çal denen bu bölgenin eski ismi Mossyna. Bölge, 850-1100 metre rakımda, 1500 metrekarelik bir alana yayılan, ortasından adını nehir tanrısı Meandros’tan alan Menderes Nehri’nin geçtiği bir plato. Gece ve gündüz farkı oldukça yüksek, 18-20 derece aralığında. Killi, tınlı ve kireçli topraklara ve farklı mikroklimalara sahip. Şarapçılıkta bildiğiniz gibi bu özelliklere teruar özellikleri deniyor. Bu güzel coğrafya o yüzden bölgeyi kaliteli şaraplık üzüm yetiştirmeye de elverişli kılıyor. Çal Türkiye’deki şaraplık üzümün yaklaşık yüzde 20’sini üretiyor.
Biz Denizli’de bir otelde kaldık. Yaklaşık bir saatlik bir yolculuktan sonra Çal sapağına vardık. 20 kilometrelik yol boyunca sağlı sollu meyve ağaçları ve bağların uzandığı bir yoldan geçtik. İşte bu yola Çal Bağ Yolu deniyor. Asma fidanları sanki bu yolun doğal bitki örtüsü. Çal’ın yüzde 10’u bağ alanlarıyla kaplı, bu da 16 bin hektar kadar yapıyor. Dünyanın en önemli şarapçılık bölgelerinden Napa Valley de zaten 17 bin 900 hektar. Çal bölgesinde ülkenin şarap üzümlerinin yüzde 19’u üretiliyor. Yani Türkiye’de tüketilen şarabın yüzde 38’i bu bölgeden geliyor. Bölgenin dört büyük şaraphanesi Kuzubağ, Erdel, Lermonos ve Küp bu coğrafyada bir önoturizm yani bir şarap ve bağ turizmi kurmaya gayret ediyor.
Neler biliyoruz bir göz atalım: Türkiye 420 bin hektarlık bağlarıyla dünyanın en büyük beşinci bağ alanına sahip. Yani dünyadaki bağlarının neredeyse yüzde 6’sı Türkiye’de. Ancak bu bağlarda yetişen üzümler ya meyve olarak tüketiliyor ya da kurutularak ihraç ediliyor veya iç pazarlarda satılıyor. Bu topraklar yaklaşık 8 bin yıllık şarap üretim geleneğine sahip, ama katma değeri yüksek şaraplık üzüm yetiştiren bağlar toplamın sadece yüzde 2-3’ü. Neden bu orantısızlık?
Osmanlı İmparatorluğu’nda sadece Müslüman olmayan tebaya şarap üretme ve hatta tüketme izni verilmiş. Sonra da mübadeleler, nüfusun yer değiştirmesi bu kültürün ve dolayısıyla şaraplık üzüm yetiştirmenin de azalmasına neden olmuş. Bir de 90’lı yıllara kadar devlet tekeli var. Ancak o tarihten sonra şarapçılık özel sektör, profesyonelliğe veda eden eski beyaz yakalı gönüllüler, yatırımcılar sayesinde yükselişe geçmiş. Şu anda kayıtlı 170’in üzerinde üretici var. Kaliteli şarap üretimi kültürü giderek artıyor. Ancak şarap üreticileri çoğunlukla iç pazara satıyor çünkü maliyetin yüksek olması dolayısıyla uluslararası pazarda pay kapmalarının, rekabet etmelerinin çok zor olduğunu belirtiyorlar.
Dünya şarap ihracat pazarı 30 milyar avro büyüklüğünde. Türkiye ise bu pazardan ancak 10 milyon avroluk bir pay kapabiliyor. Çiğ ya da kuru üzüm karşısında katma değeri epey yüksek olan şaraplık üzümünün ve şarapçılığın durumu gördüğümüz kadarıyla pek iç açıcı değil.
Anayoldan Çal Bağ Yolu’na girdiğimizde ilk durağımız Kuzubağ bağları ve bağ evinin hemen yanındaki şaraphanesi oldu. Ailece bizi karşıladılar. Sahibi Salih Kuzu şanslı, iki kızı var, büyük kızı inşaat işlerinin başında, küçük kızı Aslı da şarapçılık işinde. Bağ, yani üzüm kütükleri 2007 yılında dikilmeye başlamış ve 500 dönüm bir bağ alanına ulaşmışlar.
Şaraphane yeni sayılır, 2021 yıllında kurulmuş. Organik bir bağ. Toplanan üzümler hemen ayıklanıp kendi şaraphanesinde fermente edilip, fıçılanıyor. Yani şato şarapçılığı yapılıyor. Bağda üzüm toplamaya (üzüm yolmak diyorlar) başlamadan önce uzun uzun masalarda kahvaltımızı ettik. Salih Kuzu ve Aslı Kuzu ile sohbetimde yörenin Çal Karası üzümü dahil 15-16 çeşit üzüm türlerine bu teruar’ın çok uygun olduğunu, henüz altı aydır İngiltere’ye ve ABD’ye ihracatları olduğunu, 200 bin şişe şarap ürettiklerini anlattılar. Kuzu ailesi şaraphanelerini gezdirdi, çeşitli şaraplardan tadım yaptık.
Çal Bağ Yolu’nda bir diğer bağ ve........
© T24
