menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yeni Suriye ile yeni Türkiye'ye ilişkin olasılıklar ve çeşitli soru işaretleri

25 0
previous day

Diğer

04 Ağustos 2025

Türkiye’de yeni Türkiye ve Suriye’de Esad sonrası yeni Suriye olarak tanımlanan süreçler yaşanırken, Orta Doğu genelinde de ABD ve İsrail’in başını çektiği, bazı Arap ülkelerinin de aktif olarak dahil olduğu, güvenlik ve siyasi kodları yeniden tanımlanmış bir bölge oluşturulması için çalışılıyor.

Bu gelişmelerin hepsi birbiriyle ilintili ve bazı hallerde konular iç içe geçmiş olunca, muhtelif ülkelerin karşı karşıya gelmesi kaçınılmaz oluyor.

Türkiye yıllardır, ilhamını Osmanlı döneminden alan ve ideolojik bir zeminden beslenen, İslam coğrafyasında başat aktör ve hatta hakim güç olma hevesiyle şekillenmiş bir bölgesel politika uygulama gayretinde.

Türkiye’nin bölgeye yönelik dış politikasını etkileyen başlıca unsurlar Suriye’deki iç dinamiklerin yanısıra, Trump yönetimi, İsrail ve özellikle Suudi Arabistan olmak üzere, Arap dünyasıyla ilişkilerdir.

Suriye’deki meselelerin pek çoğu Türkiye’yi ilgilendiriyor ama en çok Kürtlerle ilgili olanı.

Kürtlerin geleceğiyle ilgili müzakerelerin ve çalışmaların ABD’nin ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “ABD’nin arkasına takılan küçük ülke” diyerek küçümsediği Fransa’nın gözetiminde yürütülmesi, Türkiye’yi birçok yönüyle rahatsız eden bir durum ortaya çıkarıyor.

Diğer iki ülke kadar ön planda görünmese de, İngiltere de sahada. Halen İngiltere Başbakanının ulusal güvenlik danışmanı olan Jonathan Powell’ın sahibi olduğu danışmanlık şirketinin Ahmet el-Şara ve HTŞ’nin iktidarı ele geçirmesi sürecinde ve sonrasındaki katkıları, ayrıca, Suriye Kürtleriyle ilgili konulardaki dahli, ABD’nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford’un açıklamaları ve basında çıkan haberlerle artık kamuoyunca da biliniyor.

Yani, birinci dünya savaşı öncesinde ve sonrasında Ortadoğu'yu şekillendiren aktörler, bu defa ABD’yle daha da güçlenmiş olarak, bölgede faaliyetlerini sürdürüyorlar.

Trump‘ın ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi olarak görevlendirdiği, yakın dostu, Lübnan asıllı Amerikalı işadamı Tom Barrack, kendi ifadesiyle, başkanının vizyonu ve talimatları çerçevesinde bölgede yeni bir sistem oluşturmak için çalışıyor.

Suriye özelinde de, İsrail’in güvenlik kaygılarını karşılayacak, Türkiye’yi sakin tutacak ve SDG’yi sisteme dahil edecek bir formül arayışında.

Büyükelçi Barrack’ın SDG/YPG’ye yönelik bazı açıklamaları Türkiye'de iktidar kanadında çok beğenildi.

Trump iş başına geldikten sonra ABD’nin SDG/YPG’yle ilgili tutumunda Türkiye'nin lehine değişiklikler oldu ama bu durum, ABD’nin yıllardır eğittiği, donattığı ve ordulaştırdığı SDG/YPG’yi, başta DEAŞ ve İran olmak üzere düşmanların ve ayrıca başka muhtelif risk ve tehditlerin varlık gösterdiği bir ortamda gözden çıkarması ve kenara koyması anlamına gelmiyor.

ABD, SDG ile ilişkilerini yeni koşullara göre yapılandırıyor ve SDG’yi Suriye’de........

© T24