menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gerçek vergi rekortmenlerini açıklıyorum…

19 42
01.09.2025

Diğer

01 Eylül 2025

2024 yılına ilişkin vergi rekortmenleri listesini, 20 Ağustos 2025 günü Gelir İdaresi Başkanlığı kendi internet sayfasında yayımladı.

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın yaptığı basın açıklamasına göre Türkiye genelinde 2024 vergilendirme dönemi için her bir mükellef ortalama 274 bin 288 TL matrah beyanında bulunmuş ve bu matrah üzerinden ortalama 81 bin 526 TL gelir vergisi tahakkuk ettirilmiştir. Bu listeye göre 2024 yılında gelir vergisi mükellefleri toplamda 1 trilyon 407 milyar 889 milyon lira matrah beyan etmiş ve 418 milyar da gelir vergisi tahakkuk olmuş. Ayrıca bu mükelleflerin 79 adedi ismini açıklamamış.

Kurumlar vergisi açısından ise; Türkiye genelinde 2024 yılı vergilendirme dönemi kurumlar vergisi beyanlarına ilişkin olarak 1 milyon 171 bin 443 mükellef tarafından kurumlar vergisi beyannamesi verilmiştir. Verilen kurumlar vergisi beyannameleri ile 4 trilyon 344 milyar 155 milyon 521 bin 434 TL matrah beyan edilmiş ve beyan edilen bu tutar üzerinden 990 milyar 521 milyon 365 bin 943 TL kurumlar vergisi tahakkuk ettirilmiştir. 2024 yılı vergilendirme dönemi için her bir mükellef kurum ortalama 3 milyon 708 bin 380 TL matrah beyanında bulunmuş ve bu matrah üzerinden ortalama 845 bin 557 TL kurumlar vergisi tahakkuk ettirilmiştir. Kurumlar vergisi şampiyonlarının ilk beş sırası bankalara ait. İsmini açıklamayan kurum sayısı ise (32 kurum) gelir vergisine nazaran daha az.

Şirket ve kişi bazında ödenen vergi tutarlarını benim ve benim gibi kişilerin ödemesi -kazançlarımız dikkate alındığında- imkânsız. Vergi rekortmenlerinin ödedikleri vergi tutarından elde ettikleri kazançları tespit etmek de çok zor çünkü geliri elde ettikleri alanlara yönelik teşvik, istisna ve muafiyetlerin varlığı nedeniyle düz matematiksel hesapla ödenen vergiden kazanca ulaşmak pek mümkün değil.

Ödenen vergilerin kişinin gelirine oranı vergi yükü olarak değerlendirilir. Bu yük, normalde gelire bağlı bir vergiler ile yapılırsa adaletli bir sonuç doğurur lakin gelirden bağımsız alınan KDV ve ÖTV gibi vergilerin gelirle ilişkilendirilmesi ise vergi yükü adaletini bozar.

Şöyle ki örneğin A kişisinin yıllık geliri 500 TL, B kişisinin ise 200 TL’dir. İkisinin de aynı marka ve aynı fiyattan bir litre süt aldığında 10 TL KDV ödediklerini varsayalım. A kişisi açısından 10 TL’nin 500 TL içindeki payı yüzde 2, B kişisi açısından ise yüzde 5 olacaktır.

Görüldüğü üzere geliri yüksek olan kişi açısından ödenen dolaylı verginin (KDV) payı geliri düşük olana nazaran azalmaktadır. Buna tersine artan oranlılık denir ve bu durum KDV, ÖTV gibi dolaylı vergileri adaletsiz kılmaktadır.

İşte tam da bu noktada gelirden bağımsız ödenen vergilerden dolayı vergi yükü yüksek olanlar, tersine artan oranlılığı ziyadesiyle hissettikleri için gerçek şampiyon adaylarıdır.

Geçen yıl ülke insanım ne kadar bu vergilerden ödedi acaba? Aşağıda bunu vergi bazında değerlendirelim.

Dolaylı vergilerin en önemli kalemlerinden olan katma........

© T24