menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tövbekâr bestekârlar

10 2
12.10.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

12 Ekim 2025

John Tavener

Sevgili dostlar, bu hafta ahenk serisini tamamlıyoruz. Önce ahengin ne olduğuna, bilimsel açıklamasına ve doğadaki yerine baktık. Sonra ahengin tarihine baktık; 20. yüzyıla kadar uyumlu (konsonant) aralıkların klasik müziğin temel yapı taşları olmasına karşın 20. yüzyıldan itibaren ahenkten uzaklaşma eğiliminin baş gösterdiğini, bunun da genel dinleyici kitlesi ve icracılarla besteciler arasında yaygın bir kopukluğu beraberinde getirdiğini konuştuk. Hemen ardından, ahenksiz veya atonal müziğin usta elinden çıkma olursa değerli olduğunu ve zaman içerisinde emekle edinilebilecek ince bir zevk olduğunu söyledik.

Bugün sizlere, 20. yüzyılın güzelliği ifade etme çabasından ve ahenkten uzaklaşan, duygusallıktan uzaklaşan akımlarına önce kendini kaptırmış, bu alanda başarılı olmuş, modern müzik çevrelerince saygınlık kazanmış, ama sonra ahenge dönüş yapmış, tonal (yani ahenkli) müziğe yeni bir şans vermiş bestecilerden örnekler sunacağım.

Krzysztof Penderecki'yi hatırladınız mı? "Hiroşima Kurbanlarına Ağıt" (1961) adlı tüyler ürpertici eserinin, ismiyle çok uyumlu içeriği nedeniyle özel bir popülerliği oluşundan bahsetmiştik. Penderecki denince akla hep böyle uçuk, kaçık, ultra modern bir müzik dili gelir. Kullandığı özel teknikler zaman zaman özel nota yazım teknikleri de gerektirebiliyor, bu örnekte olduğu gibi (yaylı kuartet no 1, 1960).

Şimdi üstadın şu eserine de kulak vermenizi önereceğim...

Nasıl buldunuz? Nereden nereye, değil mi ama? Bu eserin yazılış tarihi 2005. Sanki adamcağız yıllarca "modern" müzikle........

© T24