menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Çanlar Kimin İçin Çalıyor! 

24 1
30.11.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

30 Kasım 2025

Ortaçağ Latincesinden gelen Campāna (Kampana) yani çan benim için çağrışımı güçlü kelimelerden biridir. Karadeniz üzerine çalışıyor olsam da, tüm Anadolu’ya bu perspektifle baktığınızda hikâyelerin aynı çatlaktan aktığını görürsünüz. 1915 Ermeni Tehciri ve Rum Sürgünü’nden sonra cemaatlerini yitiren ya da yıkıma uğratılan kiliselerin çanları toplandı; 2. Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş dönemi boyunca, bu çanlar pasif korunma olarak; denizden veya havadan gelebilecek bir saldırıyı ya da başlayan bir yangını haber vermek adına kullanıldı ve sonrasında askeri depolara kilitlendi. Bir zamanlar Anadolu’nun çok dilli, çok sesli, çok kültürlü yapısının simgesi olan çan, devletin elinde sessiz bir metal yığınına dönüştü. Bu yaşanan, basit bir “eşya devşirme” pratiği değil; belleğin, kimliğin ve toplumsal hafızanın sistematik biçimde sökülmesidir. Dolapdere’de 1893 tarihli Panayia Evangelistria Kilisesi’nin çanı 2005’de çalınmıştı. Hâlâ ses yok!

Doğup büyüdüğüm Ordu’da, dönemin valisi Bekir Sami Baran tarafından 1938’de yıktırılan Surp Asdvadzadzin (Meryem Ana) Ermeni Kilisesi’nin kampanasının (Çan) Askerlik Şubesi girişinde “Zafer Takı” gibi yıllarca sergilendiğini, yapmış olduğum sözlü tarih görüşmelerinden biliyorum;

“2. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında pasif korunma için kullanılmıştı Ermeni Kilisesi Çan’ı. Görmek için okula giderken yolumuzu Ordu Askerlik Şubesi’nin önünden geçerirdik. Vartan Çakıryan çok istedi almak ama vermediler. Ermeni Patrikhanesi de hiç ilgilenmedi. 12 Eylül Darbesi (1980) sonrası dahi duruyordu. Bir gün birden kayboldu! Cesaret edip soramadık ama Surp Asdvadzadzin (Meryem Ana) Ermeni Kilisesi’nin kampanası (Çan), Ordu Askerlik Şubesi’nin deposunda olmalı!”

Bugün Anadolu’nun pek çok........

© T24