menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

"Risk aldık, en çok kaçındığımız şeye odaklandık": 'Yarın Belki de'nin yaratıcıları anlatıyor

12 0
09.11.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

09 Kasım 2025

Aslı İçözü ve Şerif Erol, 'Yarın Belki de' oyununda | Fotoğraf: Canberk Ulusan

Yarın Belki de, alışageldiğimiz tiyatro anlatısını kırarak seyirciyi hem metnin hem de ânın içinde yeniden düşünmeye davet ediyor. Forced Entertainment’ın Tomorrow’s Parties adlı oyunundan uyarlanan bu yapımda, yönetmen Ayşe Draz ve dramaturg Özlem Hemiş’in yön verdiği yapıda, sözcüklerin ritmi ve duygusal akışı, geçmişle geleceğin kesiştiği bir “bugün” hissi yaratıyor. Sahnedeki yalınlık, kelimelerin gücü ve gündelik dilin içinde saklı felsefi titreşimler, oyunun merkezinde yer alıyor.

Oyunun dramaturgu Özlem Hemiş ile oyuncuları Aslı İçözü ve Şerif Erol, Yarın Belki de’yi, doğaçlama hissiyle kurulan oyunculuk disiplinini ve tiyatronun bugünü yeniden hissettirme gücünü T24’e anlattı.

TIKLAYIN | Boğaz manzaralı bir sahnede izleyebileceğiniz tiyatro oyunları; Müzede Sahne’nin Sanat Yönetmeni Ayşe Draz anlatıyor

- Yarın Belki de alışageldiğimiz bir tiyatro oyunu değil, siz dramaturg olarak oyunun ritmini ve duygusal akışını nasıl kurdunuz?

Özlem Hemiş: Ben oyunu 2015 sahnede gördüğüm işten çok etkilenmiştim öncelikle bunu söylemeliyim. Ortak bellekteki imgelerle, o imgelerin kast ettiğinden daha derin anlam alanına katmanlar kurarak açılmak üzere örgütlenmiş metin geçmiş ve geleceğe gidip gelerek şimdiye dikkat çekiyordu. Sadece dil düzlemini değil, kurmaca yapısının popüler kültür ürünlerinin alımlanmasındaki uzlaşılmış kavrayışı yabancılaştırarak bir gerçeklik kuran ve bugüne bakışı keskinleştiren mimarisini de etkileyici buldum. Dolayısıyla ekipçe ritmin ve duygusal akışın rengini daha Akdenizli bir tona doğru çekmek dışında olduğu gibi koruma kararı alarak çalıştık.

- Oyunun “açık uçluluğu” sizce bir dramaturjik risk mi yoksa bilinçli bir davet mi?

Özlem Hemiş: Ben olsam metne açık uçlu demezdim. Çağrışım alanı açan bir yapısı var. Ancak bu çağrışımı hangi alanda açmak istediğiyle ilgili verilmiş çok net kararlar var. Metnin aldığı en büyük riskin bu kesinlik içinde seyirciye beyin jimnastiği yaptırmaktaki ısrarı olduğunu söyleyebilirim. Çok yakın bulmadığınız bir imge ya da fikir, biraz sonra karşınıza yeniden bir başka renkte gelebilir. Bu ikinci karşılaşmada daha çok ilgilenebilirsiniz ya da ısrara tepki verebilirsiniz. Bu risktir.

- Bildiğim kadarıyla bir metne tabiisiniz ama sanki doğaçlıyormuşsunuz gibi; sahnedeki o........

© T24