menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Llosa aşk adına Marquez’i yumruklamıştı

20 1
15.04.2025

Diğer

Konuk Yazar

15 Nisan 2025

Washington’dayım, sabahın körü, NY uçağı akşama, resmen rahmetli Turan Yavuz’un başına kalmış durumdayım, “Kız arkadaşım çok kıskanç, bütün günü seninle geçiremem, eve gitmem lazım” diyor, “Yok, o da gelsin, birlikte gezelim. Ben tek kalamam, yol, iz bulamam” diye pişkinliğe veriyorum. O da baktı çıkar yol yok; görgümü, bilgimi artırayım, vakit geçireyim diye beni Washington Post’a götürdü.

Ben o sıralarda Milliyet’in sanat servisinde tek başına çalışıyorum, sene 1984. Turan beni Kültür servisine götürdü, servis bölümlere ayrılmış, herkesin konusu ayrı, edebiyatın ise üst grupları bile var ve kıtalara ayrılmış, muhabir değil, eleştirmen gibiler. Birinin anlattığı şeyi hayatım boyunca unutmadım. Gabriel Garcia Marquez’in “Yüzyıllık Yalnızlık” romanını konuşmak için iki muhabir evine gidiyorlar. Muhabirlerden genç olanı ve biraz geride duranı “Araya girdim ama bir şey sormadan edemeyeceğim, kitabı okurken kulaklarımda hep Bela Bartok ezgileri vardı” diyor. Gabo şaşırarak önce karısına sonra muhabire bakıyor: “Nasıl olur, yazarken hep Bela Bartok dinledim” diyor…

Arkadaşlarının bu anısını onlar öylece anlattı, ben ise un ufak oldum, edebi bir metinden müzik notaları çıkarabilmek, bir kıtanın edebiyatına vakıf olabilmek, edebiyata vakıf olabilmek...

Mario Vargas Llosa ise büyük kahramanlarıydı ve kavga dedikodusunu ilk orada duydum.

Sonra “Sen ne yapıyorsun? Dediler, ben de ezik ezik “Opera, bale, tiyatro, sinema, edebiyat, müzik, festivaller, resim; yetişebildiğim kadar tüm haberlere koşuyorum” dedim. Şaka yapıyorum zannettiler, gülüştük…

Mario Vargas’ın ölüm haberini duyunca ister istemez o........

© T24