menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

8 yıl önce verdik yetkiyi, gördük etkiyi

35 14
16.04.2025

Tarih 16 Nisan 2017...

İktidarın ‘Ver yetkiyi gör etkiyi’ diyerek ‘tüm sorunların çözümü’ olarak anlattığı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi daha doğrusu ‘Türk tipi başkanlık sistemi’ne geçişi öngören anayasa değişikliği Q,4 ‘Evet’ oyuna karşılık H,6 ‘Hayır’ oyuyla kabul edildi.

Erdoğan, “Bugün Türkiye 200 yıllık kadim bir tartışma olan yönetim sistemi konusunda tarihi bir karar vermiştir. Mevcudu savunmak kolay, değişimi savunmak zordu. Hamdolsun, zoru başardık” dedi.

Mühürsüz oylar tartışması başladı.

Yüksek Seçim Kurulu, referandumda bazı seçmenlere mühürsüz oy pusulası ve zarf verildiği şikayetlerini değerlendirdi, mühürsüz oyların “dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadığı sürece” geçerli sayılmasına karar verdi.

Kurulun kararı tartışma yarattı.

O gece YSK’ya gidip, başkanın odasına dayanan tek kişi Prof. Dr. Ümit Özdağ oldu.

Türkiye, verdi yetkiyi, gördü etkiyi...

Güçler ayrılığı ve denge-denetim kadük oldu.

Yargı bağımsızlığı, temel hak ve özgürlüklerin geldiği noktayı zaten her gün konuşuyoruz.

Kutuplaşma daha da arttı.

‘Tek adam’ın verdiği kararlarla ekonomi altüst oldu.

Fakirleştik, yardıma muhtaç hale geldik, barınamıyoruz, geçinemiyoruz.

Merkez Bankası’nın bağımsızlığı sorgulanır hale geldi.

Kurumlar yok edildi.

Yanlış kararlara ‘Dur’ diyecek bir kurum dahi kalmadı.

Liyakat sistemi çöktü, gençler ülkeyi terk etmeye başladı.

İhale sistemiyle adil rekabet baltalandı.

2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin mimarlarından, dönemin TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop’a şunu sormuştum: “‘Cumhur İttifakı’nın bir argümanı da “güçlü parlamento”... Parlamentonun gücü olacak mı? Ortaya etkisiz ve yetkisiz bir meclisin çıkacağı iddiası var.”

Cevap şöyleydi: Bu yanlış, biz “güçlü parlamento” iddiamızın arkasında olduğumuzu gösterdik. Milletvekili aday listeleriyle gösterdik. Yani AK Parti mevcut siyasi aktörlerinin en güçlü ve en parlak olanlarını Meclis’e yönlendirdi. Listede Bakanlar Kurulu’ndan beş bakan hariç herkes milletvekili adayı. Daha sonra bakan olabilmeleri için vekillikten istifa etmeleri gerekiyor. Parlamentoların iki büyük fonksiyonu var. Biri yasama, diğeri de denetleme fonksiyonu. Meclis’in içinden bir hükümet çıkmışsa bu, meclis çoğunluğu hükümetin arkasında demektir. Bu durumda yasaları meclis, hükümetin onayı olmadan yapabilir mi, hayır! Hükümetin........

© Sözcü