“5 Sene Sonranı An’da Yazarsın”
Epiktetos, Makaleler’de şöyle diyor:
“Ne zaman endişeli birini görsem, kendime ne istiyor olabileceğini sorarım. Çünkü eğer bir kişi kendi kontrolü dışında olan bir şey istemiyorsa neden bunun için endişe duysun ki?”
Evet, biz ayaklarının altındaki kordan közlerde yürüyen insanlar neden kontrolümüz dışında olan şeyler için üzülüyoruz ki?
Bu, “her şeyi bırakalım, varlığımız rüzgârda savrulsun” savurganlığı değil aslında; an’ı yaşamanın Nirvana’sına tırmanma sentezi.
Geçmiş için üzülüyor, yaşanmamış gelecek için kaygı duyuyoruz. Oysa biz, anların kahramanıyız değil mi? O zaman bu telaşımız neden?
Bir karar alıyoruz ve bu kararın eşsiz kararlılığıyla ilerliyoruz; ancak bir şey oluyor ve farklı sokakların şaşkın adımları oluyoruz. O zaman yine eşimle yaptığımız bir sohbette dediği gibi:
“Hayat 15 gün içinde bile değişiyor, neden bu kadar kaygılanıyoruz?”
Doğru ya, biz neden bu kadar kaygılanıyoruz?
Seneca’nın kulakları çınlasın:
“İnanın ki hububat piyasasının bilançosunu çıkarmaktansa, kendi hayatının bilançosunu çıkarmaya koyulmak daha tercih edilir.”
Tekrar........
© Sonsöz
