Asgari Ücret Günlerinde Türkiye Gerçeği
Türkiye yine asgari ücret tartışmalarının merkezinde olduğu günlerden geçiyor. Toplumun büyük bir kesimini doğrudan ilgilendiren bu süreçte, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı ve işleyişi bir kez daha sorgulanıyor. İşçi temsilcileri, mevcut komisyon yapısını kabul etmediklerini belirterek toplantılara katılmama yönünde bir tavır sergiliyor. Bu tutumun ne kadar sürdürülebileceği ise önümüzdeki günlerde netleşecek.
Ancak tartışmaların ötesinde daha büyük ve daha derin bir gerçek var. Asgari ücret, artık sadece belirli bir kesimi değil, neredeyse tüm çalışma hayatını ilgilendiriyor. On yıl önce asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 10’lar seviyesindeyken, bugün bu oran yüzde 45’e ulaşmış durumda. Asgari ücrete yakın ücretle çalışanlar da eklendiğinde, çalışan nüfusun yaklaşık yüzde 60’ı bu sınır etrafında yaşam mücadelesi veriyor. Dolayısıyla asgari ücrete yapılacak artış, artık yalnızca teknik bir düzenleme değil, toplumsal bir mesele halini almış durumda.
Gelecek yıl için açıklanan resmi enflasyon tahmini yüzde 16. Bu oran, ekonomik yönetimin asgari ücret artışında da izlemek istediği ana sınır gibi görünüyor. Ancak kasım ve aralık aylarına ilişkin beklentiler de hesaba katıldığında, 2025 yılı enflasyonunun yüzde 31 ila 33 aralığında gerçekleşeceği öngörülüyor. Mevcut ekonomik gidişat da bu tahminleri destekler nitelikte. Bu veriler ışığında, yüzde 16’lık bir zam oranının hayatın gerçekleriyle örtüşmeyeceği açıkça görülüyor.
Türk-İş’in açıkladığı açlık........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein