Bakışların Dili
Hayat, çoğu zaman kelimelerle değil bakışlarla konuşur. İnsan, dünyaya gözlerini açtığı anda anlamaya başlamaz aslında; hissetmeye başlar. Annesinin gözlerindeki şefkati tanır önce. Henüz konuşamaz, hiçbir şey anlatamaz ama bakar — ve o bakışla anlaşır. Çünkü insan yazmaktan önce görmeyi, konuşmaktan önce hissetmeyi öğrenir. İşte bu yüzden bakışlar, insanın en eski, en içten, en doğru dilidir.
Fotoğraf da tam bu yerden doğar. Bir yüzün, bir bakışın, bir anın taşıdığı duyguyu görünür kılma çabasıdır. Biz fotoğrafçılar çoğu zaman sessizliğe kulak veririz. Bir yüzün gölgesinde gizlenmiş kırgınlıkları, gözlerde biriken soruları, dudak kenarındaki belli belirsiz gülümsemeleri ararız. Çünkü biliriz ki, bazen bir bakış, bir ömrün yükünü taşır.
Göz, yalnızca görme işleviyle sınırlı değildir. Kalbin, hafızanın ve hatta ruhun dışa açılan penceresidir. İnsan gözünden içeri bakabilmek, sadece o kişiyi değil, onun geçmişini,........
© Sonsöz
