menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hattı müdafaa-sathı müdafaa

44 0
22.08.2025

Yunan kuvvetlerinin ilerlemesini durdurmak için yapılan Sakarya Savaşı sırasında, Mustafa Kemal, 26 Ağustos 1921’de şu ünlü açıklamayı yapmıştır: “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça terk olunamaz.”

Bilindiği gibi bu savaşta Yunan ilerlemesi durdurulmuş, ardından da ülke düşman askerlerinden temizlenmiş ve halk egemenliğine dayalı Cumhuriyet kurulmuştur.

Ne yazık ki bu Cumhuriyet, son yıllarda piyasacı ve gerici saldırıyla karşı karşıyadır. Üstelik bu Cumhuriyetin ‘müdafaa hattı’ olan hukuk sistemi, güvenlik sistemi ve bilimsel eğitim sistemi Cumhuriyet karşıtlarınca ele geçirilmiştir. Dolayısıyla halk egemenliğine dayalı laik Cumhuriyeti korumak için ülkenin her köşesinde ‘sathı müdafaa’ yapma zamanı gelmiştir. Ancak laik Cumhuriyetin müdafaa hattını ele geçirenlerin, çoktan çeşitli yollarla, her alanda ve ülkenin her yerinde piyasacı/gerici saldırıyla sathı müdafaayı işlevsiz hale getirmeyi hedefledikleri görülmektedir.

Diyanet, ülkenin her yerine dağılmış 100 bin kadar camide okutulan hutbelerle toplumu gericilik bombardımanına tutmaktadır. Kuran kurslarında, açtığı anaokullarında, yürüttüğü dini etkinliklerde ve de destek verdiği tarikatlar aracılığıyla topluma Müslümanlığı değil gericiliği aşılamaya çalışmaktadır. Diyanet Akademisi de çağdaş değil gerici din görevlisi yetiştirmek amacıyla kurulmuştur.

Eğitim Bakanlığı, gerici "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli"ni uygulamaktadır. Seçmeli din derslerini artırmıştır ve öğrencileri bu dersleri seçmeye zorlamaktadır. Bu süreçte mesleğine yabancılaşmış öğretmenlerden ve eğitim yöneticilerini........

© soL