menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dayanışmanın fazlası

62 42
29.11.2025

Solidarnosc, dayanışma, sosyalist ülkelerde, komünist partinin karşısında konumlanmış ilk sendikaydı. Sosyalist düzende radikal reformlar yapılmasını talep ediyordu. Sosyalizm çözülüyordu, ortam hazırdı, az zamanda büyüdü, Polonya’daki sosyalist düzeni tehdit edecek güce erişti.

İşçi kökenli pos bıyıklı Lech Walesa o sendikanın lideriydi. Bıyıklar eklenince tablo tamamlanmıştı. Gdansk tersanelerinden dünyaya yansıtılan şey ortalıkta tam bir işçi hareketi olduğunu gösteriyordu. Adı bile yeterdi gerçi; kafası karışık Marksistler, pusulası şaşmış solcular, hazır mezarın bayat ölüsü liberaller, hep birlikte dayanışma içinde onu ve sendikasını yüceltmeye giriştiler. Walesa pek temiz bir kahramandı, sendikası halisane amaçlar güdüyordu. El ele sosyalizmin aksayan yönlerini düzeltecekler, “demokratik bir sosyalizm” getireceklerdi.

Çok sürmedi, Dayanışma’nın pos bıyıklı başkanı, 1990’da, Polonya Cumhurbaşkanı seçildi. O koltuğuna oturduğunda sosyalizmden geride eser kalmamıştı.

Sosyalizm yıkılınca anlaşıldı, Solidarnosc, sosyalist sistemin zayıf halkası olarak değerlendirilen Polonya'da CIA tarafından yönetilen karşı devrimci operasyonun en kritik unsuruydu. Bir Truva atı olarak organize edilmişti. CIA, 1983 ile 1991 yılları arasında kendisini bağımsız bir sendika gibi gösteren Dayanışma’ya 20 milyon dolardan fazla para göndermişti. CIA’nın paravan kuruluşu AFL-CIO, Ulusal Demokrasi Vakfı-NED devredeydi, Dayanışma’ya Amerikan doları yağdırıyorlardı. MOSSAD, dayanışma aşığı hayırseverler ve Katolik Kilisesi de koşup gelmişti. Dayanışma dolaylı veya doğrudan CIA fonlarıyla ayakta kaldı. Amerikan parası sendika liderliğinin önemli mevkilerde kalmasını, sendikayı kontrol etmesini, yandaşlarını desteklemesini, rakiplerini bertaraf etmesini sağladı.

Bu CIA desteğine Vatikan ve başındaki Polonyalı Papa aracılığıyla yapılan “yardımlar” dahil değildi. Lech Wałęsa’nın açıkladığına göre, Papa II. Jean Paul Dayanışma'nın oluşumunda da önemli roller üstlenmişti. Yani Polonya’da sosyalizm emperyalist bir dayanışmayla yıkılmıştı. Vatikan'a ilk kez Polonyalı bir papanın, II. Jean Paul'ün atanması, onu hedef alan suikastın Türk kontrgerillasının psikopat üyesi Mehmet Ali Ağca’ya yaptırılması, Ağca’nın Bulgaristan ile bağlantılandırılması, Sovyetler Birliği’nin suikastı planlamakla suçlanması, hepsi bu amacı gerçekleştirmeye yönelik organize hareketlerdi.

***

Posbıyık Walesa’ya gelince; 1983 yılında Nobel Barış Ödülü verilen bu istihbarat aparatı solcular nezdinde bile bir işçi lideri olarak kabul görüyordu. Onun da sendikasının da Polonya işçi sınıfıyla bir bağ yoktu ama Vatikan’la, CIA’yla, P2 Mason Locasıyla, Gladıo’yla, hatta bizim Mehmet Ali Ağca ile bile bir ilgisi vardı. Ele ele vermişler sosyalizmi çökertmeye, yeryüzünden silmeye çalışıyorlardı. Dayanışmanın........

© soL