menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sosyalist Kanatlı Kandil Güvercini

8 0
08.05.2025

Ölüm, yaşam kadar doğaldır ancak bu gerçeği kabullenmek özellikle de akraba ve aile için aşılması güç bir eşiktir. Dolayısıyla inancı, ideolojisi, yaşam tarzı, ırkı, kökeni vb. ne olursa olsun ölüm kutsanamaz. Yaşamında olduğu gibi öldükten sonra da o kişi ardında bıraktıklarıyla anılır. Kişinin bireysel eylemleri kendisini ve çevresini ilgilendireceğinden eleştiri konusu olamaz, olmamalıdır. Fakat toplumu kuşatan eylemi, ideolojisi ve özellikle de olumlu yönlerinin ön plana çıkartılarak ardı sıra acı yarıştırılması, kişi hakkında ki eksik bilgileri bir kez daha hatırlatmak zorunluluğunu doğuruyor. Özellikle de başta sosyalistler olmak üzere emperyalizmin kayığında kürek çeken bazı milliyetçi, sosyal demokratların sadece olumlu yanlarını köpürterek servis etmeleri istemeden de olsa bu yazıyı yazmama neden oldu. Çünkü sözünü edeceğim kişi sıradan bir vatandaş değil, ideolojik olarak cumhuriyet değerlerine karşı emperyalist proje de aktif rol üstlenen Sırrı Süreyya Önder’dir.

Kandil güvercini lakabını taktığım (Bkz: Yüz Yıllık Yalan Kürdistan) Sırrı Süreyya Önder ve diğerlerine ilişkin üç kitaptan oluşan “Kürt Dosyası” adlı çalışmam da doyurucu bilgiler aktarmıştım. Peşinden ağıt yaktıkları Sırrı okullarında okumasına, sanat, edebiyat yapmasına, parlamenter seçilmesine olanak sunan Atatürk’ün büyük devrimi cumhuriyeti “ben cumhuriyet’in ne hayrını görmüşüm” diyerek inkâr etmiş, Atatürk’ü “kendisini Allah yerine koydu” diyecek kadar pervasızlaşmış, emperyalizmin kadrolu uşakları arasında görev üstlenmiştir.

PKK katliamlarına sessiz kalırken Öcalan’a terörist başı denmesinden rahatsız olmuş, tepkisini de “siz bizi kentinize kabul etmezseniz kapınıza bir başçavuş dayanacak ve vatan sağ olsun, başınız sağ olsun” tehdit üslubunu kullanmıştır. Cumhuriyet’e değerlerine, Atatürk devrimlerine karşı emperyalizmin maşası PKK’nın kuyruğundan ayrılmayan Sırrı’nın ölümüyle kendini sosyalist tanımlayanların ikiyüzlülüğünü bir kez daha görmüş olduk. Dolayısıyla sosyalizmi Sırrı’nın sosyalistiği ile eş değer görenlerin Abdullah Öcalan ile PKK arasında ki postacılık görevini çarpıtarak yakasına barış elçisi rozetini takmaları şaşılacak bir durum değildir.

Türk olmak onun için utançtı, hastalıktı

PKK terör örgütünü sempatik göstermeye çalışan emperyalizm, Sırrı gibilerini bu çatı örgüte sokarak toplumsal algı yaratmaya çalışıyor ancak bu fırıldak sosyalistler, barış elçisi olarak gördükleri Sırrı kadar net, dürüst değiller. Sırrı en azından emperyalizmin Ortadoğu’daki çıkarlarına hizmet edecek projede yer aldığını ve cumhuriyet’e, Atatürk devrimlerine, Türklüğe karşı olduğunu açıklamalarıyla ortaya koyacak cesareti, dürüstlüğü göstermiştir.

Cumhuriyet’in hiçbir hayrını görmediğini söyleyen, Türklüğü hastalık olduğunu söyleyen Sırrı, Türkiye’nin en iyi hastanelerinden Florence Nightingale’de Türk dr. Ertan Sağbaş tarafından tedavi altına alındı, kapısında nöbet tutuldu. Atatürk’ün kendisini Allah yerine koyduğunu söyleyen Sırrı, Atatürk Kültür Merkez’inde anıldıktan sonra utanç duyduğu Türk bayrağına sarılarak uğurlandı.

Tüm merasimler Sırrı ve onun gibi sosyalizmi dekor olarak kullananlar için hem ironi hem........

© SiyasetCafe